Bir Pazar Günü
(Aşağıdaki yazıyı Ramazanda yazmıştım. Gazeteye göndermeyi unutmuşum. Aradan üç ay geçtikten sonra da okunabileceğini ümit ederek şimdi yayınlatıyorum.) 18 Haziran pazar günü saat...
(Aşağıdaki yazıyı Ramazanda yazmıştım. Gazeteye göndermeyi unutmuşum. Aradan üç ay geçtikten sonra da okunabileceğini ümit ederek şimdi yayınlatıyorum.)
18 Haziran pazar günü saat öğleden sonra 4 ile 7 arasında Beyazıt kitap fuarın Bedir Yayınevi standında küçük ZERRE broşürünü dağıttım, kitap imzaladım. Zikri geçen minik broşürde seksen küsur faydalı ve lüzumlu bilgi yer alıyor, iyi kağıda dört renkli basılmış.
Bu Ramazanda Müslümanlara hediye olarak basılan NİMET-İ İSLAM ve MALUMAT-I NAFİA risalesinden de dağıttım.
İkindi ezanı okununca camie gittim. Restorasyonu hala bitmedi. Ne bitmez restorasyonmuş.
Namazdan çıkarken kadınlar kısmının kafesleri ardından yaşlı bir kadının canhıraş haykırışları duyuldu. “Alamanor…ları!” diye bağırıyordu. Camide böyle laflar edilmesi canımı sıktı.
Öğrenciler, yaşlılar, hanımlar, erkekler, okumuşlar, halktan kimseler gelip kitap imzalattı.
Yaşlı bir bey, size bir ara, cemaati tenkit ettiğiniz için çok kızmış darılmıştım ama meğerse siz haklıymışsınız dedi.
Tesettürlü üniversiteli bir kız siyasetle ilgili bir soru yöneltti. Cevabım onu tatmin etmedi.