Yılbaşı Kutlamaları Günahtır

YILBAŞI gecesi beni hiç mi hiç ilgilendirmiyordu. Gece saat 19’da bilgisayarda yazı yazmak için bir öğrenci geldi. Bendeniz söyledim, o yazdı, altı yedek yazı oldu. Çay içildi, sohbet edildi.

Dışarıdan davul sesleri geliyor… Kafam şişti. On birde yatağıma uzandım, biraz kitap okudum. Uyuduktan kısa bir müddet sonra alt sokaktan maytap gürültüleri geldi, perdeme ışıklar vurdu, insan böğürtüleri işitildi, bu gürültü hayli sürdü.

Çok şükür benim yılbaşı eğlencelerinden nasibim bu kadar.

İyi ve olgun bir Müslüman olmasam da, Kur’ana inanan, Peygamberi (Salat ve selam olsun ona) örnek kabul eden bir kimse olarak şu yılbaşı rezaletlerini doğru bulmam, kabul etmem, benimsemem mümkün değil.

Bunlarda İslamın yasak kıldığı nice günah var.

Birincisi: İslam içkiyi yasak kılmıştır. İçki ümmü’l-habais’tir, yani kötülüklerin anasıdır. (Yılbaşını kutlayan herkes içmiyor, içenleri kasd ediyorum.)

İkincisi: Miladî takvimi kullanıyoruz ama İslam’ın, Müslümanın takvimi hicrî takvimdir.

Üçüncüsü: Yılbaşı kutlamaları genellikle israfa sebep olmaktadır. İsraf haramdır, günahtır.

Dördüncüsü: İslam, nâmahrem kadın ve erkeklerin ahlaka ve fazilete uygun olmayan, iffete yakışmayan şekilde bir yerde toplanmalarına, içki içip sarhoş olmalarına, kucaklaşıp dans etmelerine, tek kelime ile dağıtmalarına izin ve ruhsat vermez. Dinimiz bu gibi kötülüklere fuhşiyyat, azgınlık diyor.

Beşincisi: Yılbaşı kutlamaları bize Hıristiyan Batıdan gelmiştir. Dinimiz onlara benzememize izin vermiyor.

Milâdî tarihle 2016’ya geçtik… Memleketin güneydoğusunda terör savaşı var. Askerlerimiz, polislerimiz, vatandaşlarımızı ölüyor, kan dökülüyor, Diyarbakır’ın Sur ilçesi yangın yerine döndü. Büyük sıkıntılar, acılar, kederler, kaygılar içindeyiz. Böyle bir ortamda böyle ahlaksız eğlencelerin yapılması en azından ayıptır.

Ufukta üçüncü dünya savaşının kara bulutları görülüyor, büyük İstanbul depreminin ayak sesleri işitiliyor…

Güneyimizde Suriye faciası… Irak faciası… İslam dünyasında savaşlar, yangınlar, felaketler…

Yılbaşı eğlenceler için Hıristiyanlık dini ne diyor? Bu çılgınlıkları, bu günahları o da beğenmiyor. Bana inanmazsanız, Ermeni vatandaşlarımızdan Panos Dabağyan beyin bu konudaki yazısını okuyunuz. (İnternette kolayca bulursunuz.)

Musevî dini de bunları beğenmez.

Hindistan’daki çok tanrılı Mecusilerin ruhbanları bile bunları kınıyor, lanetliyor.

Yılbaşı eğlenceleri pagan (putperest) orgie’lerine benziyor.

İnsanlar eğlenebilir ama böyle eğlenmemelidir.

Faziletli insanlara içmek, dağıtmak, karı erkek yerlere serilmek yakışmaz.

Yılbaşı eğlenceleri İslam açısından, insanlık açısından, ahlak ve vicdan açısından, bilgelik açısından, vatanseverlik açısından kötüdür, günahtır, ayıptır, çirkinliktir.

Bu geceyi kutlamadığım, bu gecede İslama aykırı işler yapmadığım için kendimi bahtiyar hissediyorum.

İleride bu ülkede âdil ve hakkaniyetli bir düzen kurulduğu vakit bu kutlamalar ve eğlenceler yasaklanacaktır.

(İkinci yazı)

Kış bastırdı Üzüntülerim Arttı

Kar İstanbul’u felç etti… Yiyecek bulamayan aç kumrular, kargalar, serçeler pencereme geldiler, onlara kırık pirinç verdim… Sura bitişik, pencereleri olmayan odamsı yerde oğluyla birlikte kalan kadıncağız ne yapıyor acaba?.. Çok fakir ve miskin Suriyeli mülteciler var, şu kışta kıyamette onlar ne durumdalar? Nasıl ısınıyorlar.

Kedilerim üşümüş, onların evi olan sandığa, içi sıcak su dolu bir şişe koydum.

Türkiyenin, İslam dünyasının, Ortadoğunun, dünyanın haline üzülüyorum.

Günde birkaç kez, beklenen büyük depremi düşünüyor ve ürperiyorum.

Din düşmanlarının azgınlığı ve saldırganlığı beni hem öfkelendiriyor, hem kederlendiriyor.

En fazla kendimi kınıyorum. Doğru dürüst hizmet edemediğim için.

Harcanan gençlerimize üzülüyorum.

Müslümanlar başlarına râşid ve âdil bir İmam geçirseler, tek bir Ümmet olsalar, planlı ve programlı çalışsalar ne büyük fütuhat olur. Maalesef bunu yapamıyorlar.

Büyük bir kriz patlak verirse ne yapacağım?