Çalkantılı denizde beşik gibi sallanan teknede gibiyiz
Doların seyir defterine bakın Türkiye'nin hâlini anlayın. Çalkantılı denizde beşik gibi sallanan teknede gibiyiz demem bundan.
Neredeyse 2.5 yıldır Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ni deniyoruz. Sistemin kendisi arıza çıkarmaya, işleri kilitlemeye, ülkeyi patinaj yaptırmaya müsait, biz bir de bunu yorgun iktidarın sırtına yükledik. Asıl mesele bu
Her gün bir olay patlak veriyor, her gün gündem değişiyor, her gün yeni bir tartışma, her gün yeni bir atışma...
Çalkantılı denizde beşik gibi sallanan teknede gibiyiz.
Bir o köşeye bir bu köşeye...
Siyasi ortamı şöyle izah edeyim. Eski bir arabanız var. Diyelim ki fren balataları jilet gibi olmuş, tutmuyor tamirciye gidiyorsunuz değiştirtiyorsunuz. Gönül rahatlığıyla ertesi gün arabanızın kontağını çevirip yola çıkacaksınız ki; o ne!
Vites kutusu dağılmış. Doğru tamirciye.
Ertesi gün şanzıman, öteki gün gaz pedalı, bujiler falan derken hayatınız tamircide geçiyor ama ne yapsalar araba yola çıkamıyor.
Çünkü araba eskimiş.
Çünkü araba miadını doldurmuş.
Gidemiyor, kedini taşıyacak hâli yok.
Başka örnek vereyim. Yaşlı bir kişiyi düşünün. Bir gün kalp doktorunda. Öbür gün böbrek sıkıntısı çekiyor, bir başka gün dizleri ağrıyor, beli tutmuyor, gözü görmüyor, yazıları okuyamıyor, kulağı iyi işitmiyor...
Her gün doktor, her gün hastane çare yok!