Cep delik cepken delik: Almanya hâlâ kıskanıyor mu?
Keşke, itibardan tasarruf olmaz diyerek israfı meşru kılmasaydık... Keşke, Merkez Bankası'nın yedek akçesine el koyacak kadar her vurup harman savurmasaydık... Almanya bizi şimdi kıskansaydı!
Keşke...
Televizyonları açın. Her kanalda hocalar pandemiyi anlatıyor, ne yapmamız, ne yapmamamız gerektiğini söylüyorlar.
Nisan ayına geri döndük diyebiliriz. Nisan'da da ekranlar hocalara açılmıştı. Sabah akşam onları dinliyorduk. Dün itibariyle durum aynı.
Soru şu:
Ne oldu da virüs bir anda atağa kalktı?
Ne oldu da salgın dalgası bir anda tsunamiye dönüştü?
Bir anda dönüşmedi. Sonbaharla birlikte vaka sayıları arttı, bütün Avrupa 1 Kasım'da karantinaya girdi. Biz Sağlık Bakanı'na göre "milli çıkarlar nedeniyle", gerçek rakamları açıklamadık dolaysıyla gerekli önlemleri almadık.
Maske - mesafe - temizlik dediler, başka bir şey demediler.
Diyemediler!
Bakanlık şeffaf değil, Koronavirüs ile mücadeleden daha fazla enerjisini durumu gizlemeye harcadı. En büyük hatası vaka sayısını halktan gizlemesiydi.
Almanya'da 10 bin vaka, İtalya'da 20 bin vaka, İspanya'da 25 bin vaka Türkiye'de üç bin hasta!
Televizyon sunucuları bile vaka ile hasta ayrımını karıştırdı. Üç bin vaka demeye başladılar.