O tweet galiba danışıklı dövüş!
Bütün bu gelişmelere bakarsak danışıklı dövüş demem yanlış mı olur? İlk gün şüphe duyuyordum, iktidara yakın yazarların koro şeklindeki söylemlerini, Anayasa Mahkeme'sini topa tuttuklarını okuduktan sonra... Şüphem azaldı.
MHP Genel Başkanı'nın hükümet sözcüsü rolünü üstlenip Anayasa Mahkemesi'ni Cumhurbaşkanı Hükümet Sistemi'nin doğasına uygun şekilde yeniden yapılandıralım dediği günlerde...
Salı akşamı TELE 1'de Tuba Emlek'in programındaydık. Birinci derece mahkemenin Anayasa Mahkemesi kararını tanımadığını ilan etmesini konuşuyorduk.
Hukuk skandalı dedim. Gerçi bu ilk değildi, Anayasa Mahkemesi'nin aldığı bir karar ilk kez çöpe atılmıyordu. Geçmişte örnekleri vardı. Mehmet Altan kararı, Şahin Alpay kararı gibi. Onlar için verilen hak ihlalleri kararı da uzun süre uygulanmamıştı.
Bunları konuşuyorduk. Tam Sözcü gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Metin Yılmaz ve yazarları Emin Çölaşan ve Necati Doğru'ya ve diğer gazeteci arkadaşlara FETÖ'cü damgası vuran yargı kararını masaya yatıracaktık ki...
O tweet gündeme düştü.
Anayasa Mahkemesi'nin ışıkları yanıyormuş! İçişleri Bakanlığı yıldırım hızıyla yanıt verdi: Işıklarımız hiç sönmedi.