Abdullah Gül neden susup oturdu?
ESKİ Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün basın danışmanı Ahmet Sever'in kitabını hızla okudum. (Abdullah Gül ile 12 Yıl, Doğan Kitap.) Abdullah Gül'ün onayı alınarak yayınlandığı...
ESKİ Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün basın danışmanı Ahmet Sever'in kitabını hızla okudum. (Abdullah Gül ile 12 Yıl, Doğan Kitap.)
Abdullah Gül'ün onayı alınarak yayınlandığı belirtildiği için de doğrusunu isterseniz kendimi Abdullah Gül'ün anılarını okuyormuş gibi hissettim.
Gazetelerde ve internet sitelerindeki tarafsız yorumlar, Gül'ün Türkiye'nin yakın geçmişinde demokratik haklar açısından önemli meseleler ile ilgili olarak üzüldüğü, bunaldığı, sıkıldığı ama buna karşın bir şey yapmak için kılını bile kıpırdatmadığı yolunda.
Haklı eleştiriler bunlar.
Belli ki Abdullah Gül, Erdoğan ile asla açık konuşamamış. Kamuoyuna mesaj vermek istediği zaman da dolambaçlı cümleler kurarak, ne dediğinin anlaşılmasını insanların ferasetine bırakmış.
AKP cenahından gelen eleştirileri de zaten ciddiye almamak gerek, onlar "patronun gözüne girmek için" yarışıyorlar. Kimisi Şems oluyor, kimi kovboy. Gül'e de iki-üç laf sallasalar ne olur?
Tarafsız eleştirileri haklı bulduğumu söyledim ama şunu da belirtmek isterim:
Abdullah Gül, kendisini önce Başbakanlığa sonra Cumhurbaşkanlığı'na taşıyan partinin kurucusu.
Siyaset üslubu, partiyi birlikte kurdukları malum şahıstan farklı. Birisi pire için yorgan yakabilecek potansiyele sahip, ikincisi bir ideolojinin taşıyıcısı olan partiyi kırıp dökmeden ayakta tutmaya çalışıyor.
Belli ki Gül'ün davaya olan ideolojik bağlılığı, susup oturmasına ve kendi kendine üzülüp sıkılmasına neden olmuş.