Birlik olacağız da nasıl?
TERÖR saldırılarının ardından nelerle karşılaştığımızı artık ezbere söyleyebilecek kadar bilebiliyoruz.Yetkililer konuşuyor: Terörü yok edeceğiz, kaynağında ezeceğiz...
TERÖR saldırılarının ardından nelerle karşılaştığımızı artık ezbere söyleyebilecek kadar bilebiliyoruz.
Yetkililer konuşuyor: Terörü yok edeceğiz, kaynağında ezeceğiz, döktükleri kanda boğulacaklar, yılmayacağız, teslim olmayacağız, bununla yaşamaya hazır olalım.
Aynı yetkililer ne yapmamız gerektiğini de söylüyorlar: Bunlar birliğimize düşman, aman birliğimizi bozmayalım. Soğukkanlı olalım, bir olalım, bizi birbirimize düşürmek isteyenlere geçit vermeyelim vs.
Ama nedense bir türlü “birlik” de olamıyoruz.
Memleketin Anayasa’sı, yönetim sistemi değişiyor. Bunu yaparken birlik olmamız gerekmiyor mu?
Hayır, gerekmiyor, iki parti anlaştı, TBMM’de konu doğru dürüst konuşulamadı bile.
Konuşacak milletvekillerini susturdular, bir bölümü zaten hapiste.
Memleketin bir yarısı kendini dışlanmış, itilmiş hissediyor ama büyüklerimiz birlik olduğumuzdan söz ediyorlar.
Söz edebiliyorlar, çünkü aslında “birlikten” anladıkları şey, onların her dediğini kabul etmek.
Söylediklerini kabul etmezsen, birliği de sen bozmuş oluyorsun, onlar değil.
Yılbaşına gelene kadar okullardan tutun, Diyanet’in son cuma hutbesine kadar her yerde bir yılbaşı yasakçılığıdır aldı gitti.
Noel Baba’nın başına silah dayadılar, dayak yerken temsili resimleri çizdiler. Diyanet, memleketin camilerinden müminleri uyardı, “Aman ha” diye!