Delikanlılığa sığmadı
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "İzmir'de yazlıklarında yatıp, AKP olmasın diye oyunu MHP'ye vermeyen ama HDP'yi Meclis'e taşıyan zavallılar. Yalılarda viskisini yudumlayıp, HDP'ye oy veren şerefsizler. Şimdi HDP ile...
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "İzmir'de yazlıklarında yatıp, AKP olmasın diye oyunu MHP'ye vermeyen ama HDP'yi Meclis'e taşıyan zavallılar. Yalılarda viskisini yudumlayıp, HDP'ye oy veren şerefsizler. Şimdi HDP ile koalisyon kurun" dedi.
"HDP'yi Meclis'e taşıyan zavallı ve şerefsizlerin" niye HDP ile koalisyon kuracaklarını anlayamadım ama Devlet Bey bu, yadırgamadım.
Yadırgadığım şey, bu "yalılarda oturan şerefsizler" meselesi.
Sözleri dikkatle okudum ve şunu anladım ki bu kişiler yalılarda oturup viski içmelerine rağmen HDP'ye oy vermemiş olsalardı ya da MHP'ye vermiş olsalardı şerefsiz sayılmaları lazım gelmeyecekti.
Yani bu konudaki Devlet Bey'in ölçütü yalıda oturup viski içmek ya da İzmir'de yazlığında yan gelip yatmak değil, HDP'ye oy verip, MHP'ye vermemek!
Tuhaf bir durum bu.
Şerefsiz ya da zavallı diye niteleyebileceğimiz insanların başka özellikleri olmalı diye düşünürüm hep.
Mesela hırsız olmalı, katil olmalı ya da onlara suç ortaklığı etmiş olmalı, vicdansız olmalı, para ya da kişisel çıkar için her şeyden vazgeçecek tıynette olmalı filan.
Ama Devlet Bey'in koyduğu ölçüt kime oy verdiğin ile ilgili.
Bir demokraside kabul edilemeyecek bir durum bu ve Devlet Bey gibi hayatının çok büyük bölümünde siyasi hareketin içinde olan bir insan için ayıplanacak bir tutum.
Öte yandan yalıda oturup viski yudumladığı yetmiyormuş gibi bir de HDP'ye oy veren kaç kişi var, bilemiyorum ama bu kişiler kaç kişi olursa olsun böyle bir hakarete de uğramamalılar.
Evet, ne kadar istemesek de insanlar birbirlerine hakaret edebiliyorlar ama bu eşitler arasında olduğu zaman daha kabul edilebilir.
Mesela ben yalıda oturup viskisini içerken bir de üstüne HDP'ye oy veren Rüknettin Bey'e şerefsiz dersem sonuçları olur: Ya dayak yerim ya karşılıklı karakolluk ve hastanelik oluruz ya da mahkemede tazminat filan ödemem gerekebilir.
Ama şimdi Rüknettin Bey, Devlet Bey'e cevap veremez, "Sıkıysa yüzüme karşı söyle" diyemez. Çünkü eşit değiller, birisi milletvekili, dokunulmazlığı var, etrafında korumaları, komandoları filan var.