Demokrasiden vazgeçemeyiz
SON bir buçuk yılda 33 bombalı terör saldırısı ile karşılaştık. 363'ü sivil olmak üzere 446 vatandaşımız bu saldırılarda hayatlarını kaybetti. 2 binden fazla yaralı var ve onların ne...
SON bir buçuk yılda 33 bombalı terör saldırısı ile karşılaştık. 363'ü sivil olmak üzere 446 vatandaşımız bu saldırılarda hayatlarını kaybetti. 2 binden fazla yaralı var ve onların ne kadarının kalıcı bir zarar gördüğünü bile bilmiyoruz.
Buna güneydoğudaki operasyonlar sırasında şehit düşen asker ve polisler dahil değil. Güneydoğudaki kent savaşlarında hayatlarını kaybeden siviller de.
Bu 33 saldırının 33’ünde de yetkililerimiz aynı şeyi söylediler: Kanları yerde kalmayacak, meydanı bu alçaklara bırakmayacağız, bunun hesabını misliyle ödeyecekler, kimse Türkiye’nin gücünü test etmesin vs.
Her bir saldırının ardından, şüpheli örgüte yönelik operasyonların yapılması da ihmal edilmedi tabii.
IŞİD mi saldırdı? Yanıtı topçu atışlarıyla verildi, içerideki hücrelerine baskın yapıldı.
PKK mı saldırdı? İlk etapta Kandil bombalandı, arkasından HDP’ye yönelik tutuklamalar yapıldı.
Ama bunların hiçbirisi terörist saldırıların önlenebilmesine yetmedi.
Emniyet teşkilatına haksızlık etmeyelim: Kuşkunuz olmasın ki gerçekleşenlerin bir-iki misli de zamanında, doğru istihbaratla önlenebildi.
Ama gördüğünüz gibi yeterli olmuyor.
Gözü dönmüş bir katil grubu, bir yerlerden kaçacak bir yol bulup ortaya çıkıyor ve insanlarımızı katlediyor.
Peki ne yapacağız? Bu saldırıları “hayatın bir gerçeği” diye kabullenip öyle mi yaşayacağız?
Kalabalıklardan kaçarak, polis karakollarının, kışlaların önüne beton bloklar koyarak mı?