Eleştiriye tahammül sorunu
BAŞBAKAN Ahmet Davutoğlu, "Suni gerilimleri aşarak yapıcı eleştirilere geçmeliyiz" dedi ve yeni anayasa, TBMM İçtüzüğü reformlarını konuşmak için muhalefet partilerinden randevu istediğini...
BAŞBAKAN Ahmet Davutoğlu, "Suni gerilimleri aşarak yapıcı eleştirilere geçmeliyiz" dedi ve yeni anayasa, TBMM İçtüzüğü reformlarını konuşmak için muhalefet partilerinden randevu istediğini açıkladı.
Kuşkusuz ki olumlu bir tutum.
Türkiye’nin çok ciddi sorunları var, memleketin güneydoğusu kaynıyor, insanlar evlerini barklarını terk etmek zorunda kalıyorlar. Komşularımızla problemlerimiz var, sınırımızda savaş sürüyor. Bütün sorunları çözebilmek için herkesin birbiriyle konuşabiliyor olması gerek.
Yıllardır süren siyasi gerilimden kurtulmak, medeni bir tartışma ortamına geçmek gerek.
Ama hepsinden de önce eleştiriye tahammüllü olmak şart! AKP hükümetleri, bugüne kadar eleştiriye tahammül konusunda olumlu bir sınav veremedi.
Her eleştiri “bir düşmanlık göstergesi” gibi algılandı, öyle davranıldı.
Tek sesli bir medya ortamı yaratmak için yapılanlar bunun uzantısıdır. Başbakan’ın önerdiği “yapıcı eleştiri ortamını” sağlayacak ilk siyasi aktör de bu nedenle hükümettir. Eleştiriyi yapıcı kılan şey, eleştirinin muhatabı olanın bunları dinleyip, eleştiride belirtilen endişeleri dikkate almasından başka bir şey değildir.
“Ben çoğunluğum, istediğimi, istediğim gibi yaparım” anlayışından kurtulmak, “çoğulcu” olmak gerekiyor.
Başbakan’ın istediği ortamı yaratmak, kendi ellerindedir.