Fatih, Cerablus’tan Suriye’ye giriyor!
DUYGUSUZ bir insan sayılmam ama hamasetten de hiç hoşlanmam. İnsanları etkilemek, heyecanlandırmak için kahramanlık, yiğitlik öykülerinin abartılarak anlatılması, her zaman kafamın bir yerlerinde alarm zillerinin...
DUYGUSUZ bir insan sayılmam ama hamasetten de hiç hoşlanmam.
İnsanları etkilemek, heyecanlandırmak için kahramanlık, yiğitlik öykülerinin abartılarak anlatılması, her zaman kafamın bir yerlerinde alarm zillerinin çalmasına neden olur.
Şimdi bazı okurlar “Solcusun tabii ondan” diyebilirler ki solcu hamasetten de hazzetmem.
Che Guevara menkıbeleri, devrimci türkülerle kendinden geçmeler de bana göre değildir.
Şöyle düşünürüm: Bir yerde hamaset varsa, akıl oradan hızla uzaklaşıyordur.
Akıl olmayan yerde de insanlar, dogmaların esiri olurlar, nasıl bir dünyanın içinde yaşamakta olduklarını unuturlar, farkına varamazlar.
Mercidabık’ın yıldönümünde Türk ordusunun bir kez daha Suriye topraklarına ayak basması karşısında takınılan genel tavır da böyle bir durum benim için.
Yine alarm zilleri çalıyor kafamın bir yerlerinde, engel olamıyorum!
Cerablus’un adeta kurşun atılmadan “fethi” ve arkasından gazetelerde okuduğum demeçleri filan bir araya getirince, bu işin sonunun o kadar da iyi olmayabileceğini düşünüyorum.
Zaten malum AKP goygoycuları, bir olayı çok fazla abartıyorlarsa, bilin ki sonunda bir bela vardır.
Bir sürü örneğini sayabilirim, en tazesi de hasreti dindirmesi için kollarını açıp bekledikleri Fetullah hocaları mesela.