Her yönüyle 'garip' bir polis operasyonu
İKİ polisin ve sonra da Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi'nin ölümüyle sonuçlanan "polis operasyonu" her yönüyle gariplikler içeriyor. Olaylar bir taksinin polis tarafından durdurulması ile...
İKİ polisin ve sonra da Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi'nin ölümüyle sonuçlanan "polis operasyonu" her yönüyle gariplikler içeriyor.
Olaylar bir taksinin polis tarafından durdurulması ile başlıyor.
Taksinin içindeki şahısların, bir gün önce polislere yönelik saldırıyı düzenleyenler oldukları söyleniyor.
Taksi durunca video kayıtlarından göründüğü kadarıyla üç sivil polis koşarak araca yaklaşıyor.
Ve taksinin kapısının açılmasıyla, taksinin içinden ateş açılması da bir oluyor, ilk polis tam bu anda şehit düşüyor.
Aracın önündeki polis de yine taksinin içinden açılan ateş ile yaralanıyor, sonra hastanede hayatını kaybediyor.
Taksi durur durmaz polisler harekete geçtiğine göre, takside şüpheli ve tehlikeli şahısların varlıklarının bilindiğini varsaymamız gerekiyor.
Yolu kapatıp, gelen bütün araçları aramak gibi bir durum söz konusu değil. Taksi duruyor ve üç polis, taksiye doğru hareketleniyor.
Sorulması gereken şey şu: Tehlikeli ve silahlı oldukları bilinen şahıslara karşı operasyon böyle mi yapılır?
Taksi takipte olduğuna göre, nerede durdurulacağı önceden planlanabilir, çevrede yeterli güvenlik önlemi alınırdı.
Bir gün önce polislere karşı silahlı saldırı yaptıkları bilinen teröristlere karşı harekete geçen polislerin üzerinde neden çelik yelek yoktu?
Böyle operasyona girişmek, bile bile ölüme gitmekten hiç de farklı değil, nitekim iki polis bu nedenle şehit oldu.
Bunun sebebi nedir?