'İstikrar', öngörülebilir olmaktır
BAŞBAKAN Yardımcısı Mehmet Şimşek, “Türkiye’deki belirsizlikler ortadan kalkınca normalleşme süreciyle birlikte bu etkiler de değişecek. Referandumun siyasi belirsizliği ortadan kaldırmasıyla...
BAŞBAKAN Yardımcısı Mehmet Şimşek, “Türkiye’deki belirsizlikler ortadan kalkınca normalleşme süreciyle birlikte bu etkiler de değişecek. Referandumun siyasi belirsizliği ortadan kaldırmasıyla Türkiye’nin uzun vadeli görünümü muazzam şekilde pozitife dönüşecek” de dedi.
Türkiye’de aslına bakarsanız 2002 seçimlerinden beri bir “siyasi belirsizlik” yok.
15 yıldır aynı parti seçimi uzak ara kazanıyor, muhalefet partilerinin de görünür gelecekte kendilerini yenileyip iktidara talip olmaya çalışacaklarının bir işareti yok.
Türkiye, Cumhuriyet tarihi boyunca çok az rastlanan bir siyasi istikrar içindeydi, gerçek bu.
Nitekim AKP iktidarının ilk yıllarında AB ile ilişkileri geliştirme çabası, daha çok demokrasi ümidinin varlığı her alanda kendini olumlu olarak hissettiriyordu.
Bozulma, gücü tek elde toplama hevesi ve AKP’ye hâkim olan ideolojik saplantılardan kaynaklandı.
Referandumda Anayasa değişikliği kabul edilirse bunun daha da keskinleşeceğini şimdiden söyleyebiliriz.
Siyasi istikrar, gücün bir tek elde toplanması demek değildir.
Siyasi istikrar öngörülebilir bir yönetim anlayışı ve öngörülebilir bir hukuk düzeniyle sağlanabilir ki gücü eline geçirmek isteyen kişinin de en büyük özelliği “öngörülebilir” olmaması.
Bir bakıyorsunuz “savcı” olmuş, ardından bir bakıyorsunuz “kandırıldığını” söylüyor.
Bir gün “Sorun var dersen sorun olur” diyor, ertesi gün “Kürt sorunundan” söz ediyor, aradan zaman geçiyor bakıyorsunuz yine “Sorun morun yok” demiş.
Bir gün AB’ye üyelik için yanıp tutuşuyor, öbür gün bundan vazgeçiyor, masadan kalkabileceğini söylüyor.
Her şeyin tek hâkimi olursa, istikrar sağlanamaz.
DARBELERİ ÖNLEYECEK ÇARE BU DEĞİL