Mahmut ne yapsın?
İLERİDEKİ günlerde maçın özetlerini izleyecek olanlar, Skrtel’in, Maradona gibi kendi yarı sahasından aldığı topu getirip, gol attığını düşünecekler. Evet, görülmeye değer bu...
İLERİDEKİ günlerde maçın özetlerini izleyecek olanlar, Skrtel’in, Maradona gibi kendi yarı sahasından aldığı topu getirip, gol attığını düşünecekler.
Evet, görülmeye değer bu tür goller. Ama gerçek şu ki Skrtel, o golü atmak zorunda kaldı. Çıkarken aklında kaleye vurmak yoktu, eğitimi bunu düşünmemesini gerektiriyordu ama ne yapsın?
Bir play station golü gibiydi, herkesi çalımladı, vurdu, kaleci de beklemiyordu, gol oldu.
Skrtel, o şutu çekip golü atmak zorundaydı çünkü bunun tek nedeni getirdiği topu verebileceği, boşa kaçmış kimsenin olmamasıydı.
HALI SAHA GOLÜ
Daha 4. dakikada bunu görmüştük zaten. Mehmet Topal, kendi yarı sahasının sol gerisinde topla buluştu, topu atabileceği kimseyi görmedi, kalecisine döndü, ondan topu yeniden kendisine atmasını beklerken iki elini havaya kaldırıp, “ileri” işareti yaptı, ama dinleyen kim?
Fenerbahçe’nin yediği ilk gol de takıma hakim olan bu ruh durumunun sonucuydu.