Polisiyeye meraklı olmasaydı
GEÇEN gün televizyonda bir Sherlock Holmes filmi izledim. Guy Ritchie’nin yönettiği filmde Sherlock’u, Robert Downey Jr., Watson’u ise Jude Law oynuyor.Şimdi sinirlenen okuyucular vardır eminim, “Memleket elden gidiyor ne...
GEÇEN gün televizyonda bir Sherlock Holmes filmi izledim. Guy Ritchie’nin yönettiği filmde Sherlock’u, Robert Downey Jr., Watson’u ise Jude Law oynuyor.
Şimdi sinirlenen okuyucular vardır eminim, “Memleket elden gidiyor ne Sherlock’u” diye ama Bodrum’dayım, hava şahane ve siyaset konuşmak istemiyorum.
Neyse, o filmdeki Sherlock’u hiç sevmedim. Problemleri zekâsıyla çözmek yerine, yumruklarına güvenen bir tip yaratılmış ki ayıp etmişler Sir Conan Doyle’a.
İki ayda bir yayınlanan polisiye dergisi 221B’nin son sayısı, Sherlock Holmes’a ayrılmış.
Dergide Sherlock Holmes ile ilgili hepsi çok ilginç birçok yazı var. Bunlardan bir tanesi, Sultan 2. Abdülhamid’in Sherlock Holmes merakı ile ilgili.
Abdülhamid, Sherlock’a bayılırmış ve her yeni yayınlanan öyküsü, anında Türkiye’ye getirilip Abdülhamid için özel olarak çevrilirmiş.
Hatta zamanın İstanbul’daki İngiltere Büyükelçisi, kitapları erkenden getirtir, kendi ilginç bulduklarının üzerine kurşunkalemle çarpı işareti koyar, önce onların çevirtilmesini sağlarmış.
2. Abdülhamid’in “fahri yaveri” olan İngiliz Amirali Sir Henry F. Woods, anılarında Padişah’ın, Sherlock’un yaratıcısı Conan Doyle ile nasıl tanıştığını da şöyle anlatıyor:
“Polisiye öykülerden, özellikle Sir Conan Doyle’un yazdıklarından çok hoşlanırdı. Birkaç yıl önce Sherlock Holmes dizisinin yaratıcısı, karısıyla birlikte İstanbul’a gelmişti. Benim de katıldığım Selamlık töreninde, Abdülhamid, Conan Doyle’a Mecidiye Nişanı takmıştı.”
Doyle’un karısına da bir Şefkat Nişanı uygun görülmüş, Padişah tarafından.
“Ulu Hakan”, Doyle’u kabulü sırasında öykülerini çok beğendiğini, ama romanlarında çok geriye dönüşler olduğu için biraz ağır ritmli bulduğunu da söylemiş. Tercihan uzun öyküler yazmasını tavsiye etmiş.
Çok gururlu olan Doyle’un bu tavsiyelere alınganlık gösterdiği de bir başka ayrıntı.
Erol Üyepazarcı’nın bu ilginç makalesini okurken şöyle düşündüm:
Acaba, Sultan Abdülhamid, polisiye öykülere bu kadar meraklı olmasaydı kendisine bir hafiye ordusu kurar mıydı?
Belli ki zihni, komplolar, cinayetler, üstü hilelerle örtülen suçlarla o kadar doluymuş ki bu durum ülkemizin siyasi tarihine bir de bu hafiyeler/jurnaller sayfası eklemesine yol açmış.