Yeter ki ‘Türk tipi’ olmasın
ESKİDEN beri aykırı fikirlere hoşgörülü olduğumuz söylenemez ama giderek tahammülsüzlüğümüzün arttığını görmek zorundayız. Ahmet Hakan, “başkanlık sisteminin...
ESKİDEN beri aykırı fikirlere hoşgörülü olduğumuz söylenemez ama giderek tahammülsüzlüğümüzün arttığını görmek zorundayız.
Ahmet Hakan, “başkanlık sisteminin yararlarını” saydı, vay sen misin böyle söyleyen!
Hemen “döndüğünden” söz ediliyor.
Aslına bakarsanız dönülen bir yer de yok.
Sorun sadece o yazıyı okuyanların yazarın neyi anlatmak istediğiyle ilgilenmiyor olmaları.
Şöyle bir mantık yürütüyorlar belli ki: Recep Tayyip Erdoğan’a karşılar, madem o başkanlık sistemi istiyor, o zaman biz de istememeliyiz!
Başkanlık sistemini istemiyorlar ama bugünkü haliyle “Türk tipi parlamenter sistemin” bir garabet olduğunu, mutlak surette düzeltilmesi gerektiğini de düşünmüyorlar.
Erdoğan, yarın fikir değiştirip “Türk tipi parlamenter sistemde devam” kararı verse, belli ki bu kez ona da karşı çıkacaklar.
Oysa derdimiz ne o, ne diğeri.
Bir tek temel sorunumuz var: Güçler ayrılığını pekiştirecek, yasamanın yürütmenin emrine girmesini engelleyecek, yargıyı gerçekten bağımsız ve tarafsız kılacak bir sisteme ihtiyacımız var.
Bu başkanlık sisteminde de sağlanabilir, parlamenter sistemde de.
Erdoğan’ın önerdiği başkanlık sistemine karşı çıkıyoruz, çünkü bunu hedeflemiyor.
Ama ona karşıyız diye güçler ayrılığını zaten ortadan kaldırmış parlamenter sistemde mi ısrar etmemiz gerekiyor?
Gördük ki Türkiye’deki mevcut sistem, kolayca bir tek adam rejimine dönüşebiliyor.
Bunda ısrar ettiğimiz sürece de gerçek bir demokrasiye hiçbir zaman ulaşamayacağımız çok açık. Yeni anayasa çalışmaları başladığında da konuşmamız gereken öncelikli konu bu: Güçler ayrılığı nasıl sağlanacak ve tahkim edilecek?
Gerisi boş bir tartışmadır.
Çocuklar göz göre göre ölmüş!
DİYARBAKIR’ın Kulp ilçesine bağlı Karaağaç köyünde altı çocuğun ölümüyle sonuçlanan Kuran Kursu yangını ile ilgili son haberler, çocukların göz göre göre öldüklerini ortaya koyuyor.
Gerçi Diyanet İşleri Başkanı, bu kazayı “Cenab–ı Hakk’ın takdiri” diye nitelemiş ve yangında ölen çocukları “hükmen şehit” ilan etmişti.
Ama Cenab–ı Hakk’ın böyle yangınları önleyebilecek tedbirleri almak için insanlara akıl verdiği gerçeğini ne yapacağız, bilmiyorum.