Basın özgürlüğü geriledikçe umut kalmaz
Freedom House’un 2015 Basın Özgürlüğü raporunun kapağında etkileyici bir ilüstrasyon var.Elinde “özgür basın” flaması taşıyan şövalyenin önünde, iki yanı uçurum...
Freedom House’un 2015 Basın Özgürlüğü raporunun kapağında etkileyici bir ilüstrasyon var.
Elinde “özgür basın” flaması taşıyan şövalyenin önünde, iki yanı uçurum, daracık bir patika uzanıyor. Yolun etrafı canavarlar, silahlar, sansür makasları ve karanlık tiplerle çevrili. Kolaysa boğuş canavarlarla!
21. yüzyılda ‘özgür’ ve özgür kalmaya çabalayan basının durumu ne yazık ki bu. Teknolojik imkânlar, haber aktarma yöntemleri neredeyse sınırsız gözükse de gazetecilerin pek çok yerde haber yapması giderek zorlaşıyor.
Rapora göre basın özgürlüğünün dünya çapında son 10 yıldaki en düşük seviyeye gerilemesinin temel sebebi, ulusal güvenlik temelinde olan yasaların medyaya karşı kullanılması.
Gazeteci için şövalye benzetmesi gurur verici. Ancak ülkemizde sayılarının giderek azaldığı ve itibarsızlaştırıldıkları da bir gerçek.
DARBEYLE YÖNETİLENDEN FARKSIZ
Dün, Dünya Basın Özgürlüğü Günü’ydü. Basın özgürlüğünde her yıl irtifa kaybeden Türkiye basınında bu günü hatırlayan, bağımsız raporlara ve eleştirlere yer veren yayınlar sınırlıydı.
Nasıl olsun? Türkiye, 2014’te basın özgürlüğünde üç puan daha düştü. Beş yılda 11 basamak geriledik. En kötü puan 100, Türkiye’ninki kötünün de kötüsü: 65!
Kağıt üstünde “demokrasi”yle yönetilen Türkiye, askeri darbenin yapıldığı Tayland ve üçüncü dönem iktidarda olan Başkan Rafael Correa’nin Ekvador’uyla birlikte en hızlı gerileyen ülkeler arasında.
Demokrasi ve özgürlükler adına çok vahim bir işaret.
Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü (RSF) Türkiye Temsilcisi Erol Önderoğlu’na göre, Türkiye medyasında temel etik standartlardaki geriye gidiş ve mevcut baskı ortamı, ifade özgürlüğü konusunda geleceğe dair umutları zayıflatıyor.
Baskı genişleyip derinleştikçe herkes bundan payını alıyor. İnternetten bilgi paylaşan, habere yorum yapan vatandaşlar dahi yargılanıp tutuklanabiliyor.