Çerez
Diyanet İşleri Baş-kanı’nın çerezi, pardon Mercedes’i, yine gündemde.Malum, Görmez, tepkiler üzerine 1 milyon liralık makam aracını iade edecekti. İbret-i alem olsun diye...Neyse ki Cumhurbaşkanı Erdoğan...
Diyanet İşleri Baş-kanı’nın çerezi, pardon Mercedes’i, yine gündemde.
Malum, Görmez, tepkiler üzerine 1 milyon liralık makam aracını iade edecekti. İbret-i alem olsun diye...
Neyse ki Cumhurbaşkanı Erdoğan olaya el koydu ve Diyanet’e Saray bütçesinden bir Mercedes vereceğini söyledi.
Hem de zırhlı...
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’e göre de konunun abartılacak bir yanı yoktu. Zira Mercedes, 473 Milyar TL büyüklüğündeki kamu merkezi yönetim bütçesinin içinde Şimşek’e göre ‘çerez’ sayılırdı.
Elbette böylesine bir bütçe elinizin altındayken, fazladan bir makam aracının lafı bile olmaz!
Ancak asıl sorgulanması gereken, bütçenin kendisi. Ve neden devlet yetkililerinin başta makam araçları, lüks yaşama bu kadar düşkün olduğu…
Bisikletli bakanlar
Şimşek gayet iyi bilir: Zengin ülkelerde bile lüks makam araçları tartışma konusu olur.
Şeffaflığın, demokrasinin uygulandığı yönetimlerde seçilmişlerin en küçük bir usulsüz / lüks harcaması ortaya çıktı mı, yer yerinden oynar.
İşin kültürel ve etik boyutu da var. Kamudan elde edilen bütçenin büyük olması, ısraf etmeyi, har vurup harman savurmayı gerektirmez.
Bu nedenle kişi başına milli geliri, Türkiye’nin yaklaşık 4 katı (38.031 dolar - 98 bin lira) olan İsveç’te bakanlar, bisikletle işe gider.
Kaldı ki eleştirilen, siyasetçilerin makam araçları ve harcaması da değil.
Kendini alçakgönüllükle tanımlayan bir dinin temsilcisine, siyasi statüsü varmış gibi lüks makam aracı tahsis etmek.