Uyan, vatandaş!
Türkiye, başına gelen büyük felaketlerden ders almasını bir türlü öğrenemedi. Aksi takdirde 1999 İzmit, 2011 Van gibi büyük depremlerin verdiği hasar ve can kaybından sonra akıllar başa gelirdi.En...
Türkiye, başına gelen büyük felaketlerden ders almasını bir türlü öğrenemedi. Aksi takdirde 1999 İzmit, 2011 Van gibi büyük depremlerin verdiği hasar ve can kaybından sonra akıllar başa gelirdi.
En azından deprem bölgesindeki yerleşimler için farklı bir yaklaşım benimsenirdi. Halk, afetlere hazırlıklı olmak üzere eğitilirdi.
Ancak kentsel dönüşüm kisvesi altında, bitişik nizam kalitesiz yapılaşma, denetleme ve bilinçlenmede sıfır gelişmeyle afetlere karşı hazırlıkta hala yerimizde sayıyoruz…
Nepal’deki 7.9 büyüklüğündeki deprem, “depreme ne kadar hazırlıklıyız” sorusunu tekrar gündeme getirdi. Şimdiden 2 bini aşkın insanın hayatını kaybettiği açıklandı; başkent Katmandu başta olmak üzere pek çok kent ve köy yerle bir…
Peki kendi afetlerimizden ders alamazken, dünyanın öbür ucundaki felakete “vah vah” demenin ötesinde ne yapıyoruz? Arama kurtarma ekipleri çok önemli, ama yeterli mi?
İstanbul senaryosu
AFAD’ın 2009’da güncellediği “İstanbul’da büyük bir deprem halinde ne olur” senaryosu şöyle: *10 bin ila 30 bin ölü, *2500-10 bin çok hasarlı bina, *13 bin-34 bin ağır hasarlı bina, *85 bin-150 bin orta hasarlı bina 530 bin acil barınma ihtiyacı olan hane, *400 adet patlayıcı ihtiva eden binada hasar, *450 noktada içme suyu, 1500 noktada atık su hattı hasarı, *650 noktada doğalgaz şebekesi hasarı.
Konunun uzmanı Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu’na göreyse İstanbul’da büyük bir deprem, tahminen 73-87 bin arasında can kaybına yol açacak. Tahmini ekonomik kayıp, Türkiye’nin yıllık GSMH’sinin yüzde 27.8’sini bulabilir… Prof. Kadıoğlu, afet tedbirsizliği konusunda tabiri caizse yıllardır kendini paralıyor.