Almanya’ya bile üzülüyorum
Almanya yanıyor. Gösteriler G-20 ülkelerinin temsilcilerini ağırlayan Hamburg'da yoğunlaşmış durumda. Eylemler o kadar şiddetli ve polis o kadar çaresiz ki, bir baba ile oğul arasında geçtiği rivayet edilen şu...
Almanya yanıyor.
Gösteriler G-20 ülkelerinin temsilcilerini ağırlayan Hamburg'da yoğunlaşmış durumda.
Eylemler o kadar şiddetli ve polis o kadar çaresiz ki, bir baba ile oğul arasında geçtiği rivayet edilen şu diyalog, şaka yollu, sosyal medyada paylaşılıyor:
- Baba şu yanan bizim arabamız mı?
- Hayır, yavrum, değil. Bizim arabamız daha ileride yanan.
Yıllardır Almanya'nın ve diğer devletlerin provokasyonlarına maruz kalan Türk halkının bu olaylara tepkisi ise "mütekabiliyet" esasına dayalı.
Yo, sadece sokakta molotoflar plastik mermiler havada uçuşurken evlerinin balkonunda hiçbir şey olmamış gibi neşeyle sarma saran gurbetçi teyzelerimizin görüntülerinden bahsetmiyorum.
Kılıçdaroğlu'nun provokatif yürüyüşününün amacına işaret ederek "İstanbul'a niyet Hamburg'a kısmet" diyen de var...
Almanya'nın PKK-YPG'ye ve FETÖ'cülere verdiği desteği hatırlatarak, "Eden bulur" diye söylenen de...
Elbette ilahi adalet var.
Ama bu olayda da, edenin kim, bulanın kim olduğuna dair kafalarımızda oluşturulan netlik, gerçeğin yansıması değil yine yansımanın gerçeği olabilir.
Zira bugün sokak olaylarının yaşandığı kentler, küresel muktedirlerin safında yer alan bir devlete ait olsa da hedef Alman halkının iradesi.
Tıpkı Nazi Almanya'sında olduğu gibi, Alman halkı sokak şiddeti vasıtasıyla savaş kazanının ateşine canlı odun yapılmak isteniyor.
Amaç,