Aranızda dizi izleyip ahlakı bozulan var mı?
Radyo Televizyon Üst Kurulu'nun (RTÜK) 'İsteğe Bağlı Yayınların İnternet Ortamından Sunumu Hakkında Yönetmelik'i Resmi Gazete'de yayınlandı. Düzenlemeye göre internet üzerinden yayın yapan dijital...
Radyo Televizyon Üst Kurulu'nun (RTÜK) 'İsteğe Bağlı Yayınların İnternet Ortamından Sunumu Hakkında Yönetmelik'i Resmi Gazete'de yayınlandı.
Düzenlemeye göre internet üzerinden yayın yapan dijital platformların artık RTÜK'ten lisans almaları gerekecek. Bu, isteğe bağlı yayınların da 6112 Sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkındaki Kanun'un 8. Maddesi'ndeki genel ahlak hükümleriyle değerlendirilmesi anlamına geliyor.
Kapsamı genişletilen maddenin mevcut haliyle ne gibi sonuçlar doğurduğunu zaten hepiniz görüyorsunuz.
Yıllar içindeki uygulamalarla öyle absürt bir ortam oluştu ki gündelik hayatta bireyin tercihine bağlı olan serbestliklerin ekranda gösterilmesi yasak. Buna karşın yapılması kanunla yasaklanan fiiller televizyonlarda serbest!
"1930'ların siyah beyaz Cumhuriyet belgeselinde Atatürk'ün elindeki saniyelik sigara görüntüsünü mozaiklemedik diye yerel TV'mize 75 bin TL ceza kesti RTÜK."
Ne var ki cinayet, taciz ya da işkence dizilerde, programlarda, haberlerde gırla gidiyor!
Tabelaları, markaları mozaikleme zorunluluğundan ötürü sokak röportajları yayımlamaya çekinen bir televizyoncu olarak ekleyeceğim çok şey var ama burada keselim.
Esas meseleye gelelim.
Üstelik söz konusu mecralar para verilip, üye olunarak izlenen kapalı platformlar olduğu halde...
Dahası VPN türü, her türlü ulusal engeli aşan uygulamalar dokuz on yaşındaki çocukların elinden düşürmediği iPad'lerde, akıllı telefonlarda bile yüklüyken...
Biliyorum aranızda bana katılmayanlar var. Engellemeye yetmese de yasaklamanın bir zararı olmayacağını düşünenler de...
Geçtiğimiz günlerde Karar'dan Akif Beki de bir örnek üzerinden Netflix türü platformların özgürlük sınırlarını tarif etmeye çalışırken Akit gazetesine hak vermek zorunda kaldığını söylüyordu:
"Tartışma sorunlu kabuller, sakat önyargı ve komplolar üzerinden yürüyor diye eşcinselliğin hem de göze sokularak özendirilmesi de mi tasvip edilecek? Bu mudur beklenen?"
O halde başlıktaki soruyu da kendisine sorayım:
Çocukken ya da bugünlerde izledikten sonra "ahlaksızlığa özendiğin" bir dizi oldu mu Akif?
Peşinen söyleyeyim, "Benim bozulmaz ama başkasının bozulabilir" türünden kaçamak cevapları kabul etmiyorum, ona göre.
Öyle ya, başkalarını en çok kendimizden bilmiyor muyuz?