Badem
Markette badem arıyorum. Tezgâhtaki paketlerin üzerini okuyorum. Hepsinde "menşei ABD" yazıyor. Kasiyer arkadaş "Yardımcı olayım" diyor. Arıyor tarıyor, sonunda bir tane buluyor. Onun üzerinde de aynen şöyle yazıyor: ...
Markette badem arıyorum. Tezgâhtaki paketlerin üzerini okuyorum.
Hepsinde "menşei ABD" yazıyor.
Kasiyer arkadaş "Yardımcı olayım" diyor. Arıyor tarıyor, sonunda bir tane buluyor. Onun üzerinde de aynen şöyle yazıyor:
"Yurtdışından gelen hammadde yerli tesislerimizde işlenmiştir."
Hammadde dediği badem işte.
Aklıma yazın Marmaris Söğüt'te öğle sıcağında otostop çeken yaşlı dede geliyor.
Sabah erkenden badem bahçesine gelmiş, işini görmüş evine dönüyordu. "Çoktandır yol kenarında bekliyorum. Eskiden alan olurdu. Şimdi buralar da İsrail gibi oldu, kimse kimseyi tanımıyor" diyerek sohbete başladı.
Kıbrıs gazisi olduğunu öğrendiğim dedeye, "Neden İsrail gibi oldu?" diye sorunca, ormanın, bahçelerin içine yapılan yüksek duvarlı, kameralarla donatılmış villaları işaret etti.