Benim meselem derin meselem
Dün ortalık şenlik yeriydi... Türkiye ve ABD mutabakata varıp, PKK-YPG'lilere Ankara'nın belirlediği alanın dışına çıkmaları için 120 saat süre verilince ve bütün yaptırım kararları...
Dün ortalık şenlik yeriydi...
Türkiye ve ABD mutabakata varıp, PKK-YPG'lilere Ankara'nın belirlediği alanın dışına çıkmaları için 120 saat süre verilince ve bütün yaptırım kararları kaldırılınca pozisyonlar anında değişti...
Erdoğan'ın Pence'i kabulünden önce sızdırılan mektuba balıklama atlayıp "Görüşmeyi iptal" et diye çığlık çığlığa Cumhurbaşkanına akıl veren çokbilmişler stratejik sessizliğe gömüldüler...
Türkiye'nin YPG-PKK'ya yönelik harekatına başından beri "Savaşa hayır" diyerek karşı çıkan çiçek çocukları ise, birkaç saat içinde başımıza Pamukoğlu Paşa kesiliverdiler!
Bir HDP milletvekilinin operasyona ara verilmesinden ötürü "Türk devletinin onurunun zedelendiğinden" yakınmasına bile şahit oldu bu gözler.
Matbuatımız da eğlenceliydi.
New York Times temaslar için "Erdoğan'ın zaferi" manşeti atarken, Cumhuriyet "Baskı durdurdu!" başlığıyla çıkıyordu.
***
Türkiye'nin içte ve dışta sarsıntı yaratan bu kazanımı, o saatlerde Saadet Partisi'nin televizyon kanalında bir programa katılan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na da soruldu.
Kılıçdaroğlu'nun bu soruyu Pence'in oturma protokolündeki yeri gibi diplomatik ayrıntılar üzerinden değerlendirmeyi tercih etmesiyse tepkiyle karşılandı.
Kimileri bu durumu, Kemal Bey'in ABD ile varılan 13 maddelik mutabakattan haberdar edilmemiş olabileceği ihtimaliyle açıklarken... Konuya daha iyi niyetli yaklaşanlarsa "masum bir kıskançlık tepkisi" diye yorumladılar.
Bana göreyse sorun daha ziyade bir kafa karışıklığından kaynaklanıyor. Sanırım Kemal Bey diplomasiyi dış politika sanıyor. Oysa