‘Bırakın ölsünler’ demek kolay, mesele ölüm siyasetini tarihe gömmek

KHK'larla işinden atılan iki eylemci 100 günü aşkın süredir Ankara'da açlık grevi yapıyor. Şimdi herkes aynı soruyor. Eminim yargının kararlarından sorumlu tutulan siyasiler de aynı soru üzerine kafa yoruyordur....

KHK'larla işinden atılan iki eylemci 100 günü aşkın süredir Ankara'da açlık grevi yapıyor.
Şimdi herkes aynı soruyor. Eminim yargının kararlarından sorumlu tutulan siyasiler de aynı soru üzerine kafa yoruyordur.
Bundan sonra ne olacak?
Bu iki eylemcinin hukuki ve siyasi talepleri yerine getirilecek ve bir istisna mı yaratılacak? Yani devlet bir anlamda geri adım mı atacak?
Yoksa "Norm dışı yöntemlerle hukuk devletine dayatmada bulunulamaz, devlet yasadışı örgütlerin müdahil olduğu eylemleri muhatap kabul etmez" mi denilecek?
Haklısınız, soru zor.
Zira eylemciler sadece kendileri için değil aynı durumda olan diğeri için de "istiyorlar." Artı olarak devletten, örgütlü yapıların söylemleriyle birebir örtüşen başka siyasi talepleri de var. Ortada politik bir durum var.

***

Ancak bu problem ne ilk ne de sadece bize özgü.
Bireylerin taleplerini, yargı süreçlerine başvurmak yerine, açlık grevi gibi yöntemlerle elde etmeye çalışmaları tüm dünyada yaygın bir yöntem.
CHP'nin tek parti döneminde Nâzım Hikmet de açlık grevi yaptı... Bizden yüzlerce mil uzaktaki İrlanda'da Boby Sands de...
Ne var ki devletin işi sadece tarihten ibretle halletmesi öyle kolay değil.
Çünkü günümüzde hukuk devletlerine bu tarz siyaset dışı talepleri kabul ettirmenin zorlaştığını gören eylemciler de yaratıcılıklarını konuşturuyor...
Daha ikna edici olmak ve mağduriyet gidermekten ziyade keşfettikleri sorunu derinleştirip siyasi kazanımlara ulaşmak için eylemlerinin dozunu artırıyorlar.
Örneğin Türkiye'de 1984 ve 1996'da yapılan açlık grevlerinde ölümler 60'ıncı günden itibaren başlamıştı. Ancak 2000'lerin başında Ecevit hükümetinin, terör örgütlerinin cezaevlerindeki hâkimiyetini kırma hedefiyle F tipi hapishaneler yapmasıyla açlık grevleri boyut değiştirdi.
Örgütler, Latin Amerika'daki uzun açlık grevlerinden, B1 vitamini gibi destekler kullanılarak eylem sürelerinin uzatılacağını öğrendiler.
Böylece üzerinde konuştuğumuz Ankara'daki son örnekte olduğu gibi, açlık grevciler daha uzun süre eylem yapıp gündemde kalmayı başarabildiler.
Örgütler bile eylem tarzında reform yaparken devletin klişelerde ısrar etmesi sizce de kolaycılık değil mi?

***

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Atatürkçülük sınıfsal bir tercih 23 Kasım 2024 | 396 Okunma Bu işlerde Mahir 22 Kasım 2024 | 826 Okunma 60 günde Trump’ın elini kolunu bağlayacaklar 20 Kasım 2024 | 1.279 Okunma Parsel parsel... 18 Kasım 2024 | 1.339 Okunma Bahçeli’nin Öcalan çıkışıyla balataları sıyırdılar 17 Kasım 2024 | 1.452 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar