Bizimle değilsin
Dün bu halk, Cumhuriyet tarihinin en onurlu yıldönümlerinden birinde şehitlerini andı. İstihbarat servislerinin emrinde bir kez daha kendisine silah doğrultan darbecilere bu kez boyun eğmedi. Tank paletlerinin altında can vermek pahasına...
Dün bu halk, Cumhuriyet tarihinin en onurlu yıldönümlerinden birinde şehitlerini andı.
İstihbarat servislerinin emrinde bir kez daha kendisine silah doğrultan darbecilere bu kez boyun eğmedi.
Tank paletlerinin altında can vermek pahasına demokrasiye, vatanına sahip çıktı. PKK'nın ve DEAŞ'ın da kıyısından ilişeceği işgal planını emperyalistlerin başına geçirdi.
Tıpkı Kurtuluş Savaşı'nda yaptığı gibi.
Geçen bir yılın ardından, bu büyük onurun ve başarının, o gece işgal planına lojistik sağlayanlar bile hakkını veriyor artık.
15 Temmuz darbe girişiminin yaşandığı saatlerde müttefikim dediği Türkiye'yi yalnız bırakan NATO'nun genel sekreteri Stoltenberg bile dün şu açıklamayı yaptı:
"NATO üyelerimizin herhangi birinde demokrasiye zarar verecek herhangi bir girişimin kabul edilemez olduğunu güçlü şekilde belirtmek isterim. Türkiye'nin seçilmiş hükümetine ve demokratik kurumlarına yönelik bu hain girişime karşı dimdik duran Türk halkını takdirle anıyorum." Haklısınız, o gece firari darbecilere üslerinde kucak açanlar ister hakkımızı teslim etsinler isterse etmesinler, umurumuzda bile değil.
Bu topraklarda onlarla değil onlara rağmen var olduğumuzu artık çok çok iyi anladık.
Bu örneği hâlâ FETÖ'cülerin darbecilerin argümanlarını tekrar etmekten usanmayan ana muhalefet liderinin acınası halini göstermek için veriyorum.
Gördünüz işte, dün tüm Türkiye 15 Temmuz'un yıldönümünde bir kez daha kenetlenmişken çıkıp yine "kontrollü darbe" falan diye geveledi Kılıçdaroğlu.
CHP'nin demokrat yurtsever tabanı, Kurtuluş Savaşı'nın ardından ülkenin kuruluşunu üstlenmiş partilerinin başında bu kontrollü zatı hâlâ nasıl tutuyorlar, gerçekten anlamakta zorlanıyorum.
Zira Kemal Bey CHP'nin olmadığı gibi Türkiye'nin de yanında değil.
***