Dikkat hocalar!
Türkiye'nin son dönemde gündemi hocalar... Bir sağdan bir soldan. Kimi dindar, kimi seküler. Biri "cemaatim" dediği bir gruptan almış hocalık sıfatını, diğeri akademiden... Her gün içlerinden biri patlatıyor...
Türkiye'nin son dönemde gündemi hocalar... Bir sağdan bir soldan.
Kimi dindar, kimi seküler. Biri "cemaatim" dediği bir gruptan almış hocalık sıfatını, diğeri akademiden...
Her gün içlerinden biri patlatıyor bombayı...
İçerik mi? Tahmin edebileceğiniz üzere genel olarak cinsellik elbette.
Geçenlerde TV'de bir ilahiyatçımız "Onca konuda kitabım, çalışmam var ne zaman bir yere çağrılsam sadece cinsellik soruluyor ama" diyerek bu durumdan yakınıyordu.
Ne var ki organ nakli gibi, malum yerden sorulmayan bir sohbette bile, mevzuu ışık hızında oraya getirenler de az değil hani...
Abartmıyorum. İzlediğim videoda bir amca aynen şöyle diyordu:
"Diyelim ki babanın eli oğluna nakledildi. Bu durumda oğlan eşinin saçını okşarken kimin elini kullanmış olacak? Sorarım size!"
Ancak beni, insanı cinsellikten soğutan bu tartışmalardan ziyade, hocalarımızın tarihi bombaları çekiyor.
Google'ın patentine göz diken de var, İlk WhatsApp grubunun Nuh'un gemisinde kurduğunu iddia eden de...
Dün de ulaştığı zirve profesörlük olan Celal Şengör'ün, onlarca yıl dünya haritasının ciddi kısmına hükmetmiş Kanuni gibi bir efsaneye "aptal" demesi konuşuluyordu...
"Aptal" ne kadar nesnel, ne kadar bilimsel bir tarihi önerme değil mi?
Hakan Çelik'e verdiği bir röportajda da "Fatih'in Müslümanlığı dahi tartışılıyor. Sekreterine 'ben Muhammed'in dediklerine inanmıyorum' demiş" sözleriyle ufkumuzu açmıştı hoca...
Ya da Fatih Altaylı gibi söylersek "tarihe olan ilgimizi arttırmıştı" jeolojden çok tarihe ilgili bu mühendis hocamız.
Onlara göre tıpkı 28 Şubat'ta olduğu gibi, bu tarz açıklamalar, toplumu kutuplaştırmak için kullanılıyor...
Olabilir. Bazı kesimlerin bu tarz hedefleri hiç değişmez.
Ancak bu, tartıştığımız sorunun kişisel boyutunun önde olduğu gerçeğini değiştirmiyor.
Zira belgeleriyle tarihçi Murat Bardakçı'nın dediği gibi "biz soruyoruz bu hocalara." Nerede ne yapalım diye...
Bir yıl önce yaşadığımız her hangi bir olaya dair kendimiz bile net değilken, 500-600 yıl öncesine dedikodu yazan tarihçilere "dün ne olmuştu" diye...
Bence, kıymeti kendinden menkul, sorunlarının ne olduğu da malum adamların tavsiyeleriyle hayatlarımızı şekillendirmediğimizi daha güçlü hissettirmeliyiz...
Tabii şekillendirmiyorsak.