Gül gibi İmamoğlu dururken...

Sabah Gazetesi Yazarı Melih Altınok'un bugünkü (16.01.2022)'' Gül gibi İmamoğlu dururken...'' başlıklı yazısı.

17-25 Aralık sonrası FETÖ'nün muhalefete eklendiği süreçte yapılan 2014 Cumhurbaşkanlığı seçimlerini Erdoğan yüzde 51,7 oyla kazandı.
Sağ, muhafazakar seçmenin de oyunu alıp ilk turda seçimi kazanmak için Erdoğan'ın karşısına çıkartılan Ekmeleddin İhsanoğlu yüzde 38,4 oy alırken HDP'nin adayı Selahattin Demirtaş yüzde 9,7'de kaldı.
Cumhurbaşkanlığı hükümet modeline geçilen 2018 seçimlerinde ise Erdoğan 52,5 oyla yeni sistemin ilk Cumhurbaşkanı seçilmeyi başardı.
Bir önceki sağcı aday stratejisinden ağzı yanan muhalefet bu kez Erdoğan'ın karşına çok adayla çıktı. İşi ikinci tura havale edip muhalefet bloğunu ikinci turda seve seve yan yana gelmesini ümit ediyorlardı. Olmadı.

Sonucu adaylığının geç açıklanmasına bağlayan CHP'nin adayı Muharrem İnce 30,6 aldı. Demirtaş 8,3, Meral Akşener 7,42, Temel Karamollaoğulu ise 0,9.
Peki geçmişte iki yöntemi de deneyip başarısız olan muhalefet bu kez hangisini deneyecek? Tarih hangi tercihte tekerrür edecek?

Çarklar dönüyor...
patma davasıyla meşgul HDP kendi adayıyla yarışa gireceklerini açıklayarak denklemdeki yerini aldı bile. Kılıçdaroğlu kendi adaylığında ısrarcı. İmamoğlu'nu, kaybetse bile CHP genel başkanlığı koltuğunu kazandıracak bir adaylık sürecine sokmamakta kararlı. İBB'nin Ak Parti gurubuna terk edilmemesi gibi güçlü argümanları var.

Akşener ise ülke çapında başlattığı billboard kampanyasında Saraçhana'de otobüsün üzerinde Ekrem İmamoğlu ile verdiği pozu kullanarak tavrını açık etmekle meşgul.
Ama Abdullah Gül gibi bir adaya da itirazı olmaz. Nasıl olsa kazanırlarsa 6 genel başkanın imzası olmadan adım atamayacak.
Akşener olmadıktan sonra Ali olmuş ve Veli olmuş ne önemi var ki? Yeter ki Kılıçdaroğlu olmasın.
Hem Akşener Gül'e 2018'de de "evet" demişti. Ancak uzlaşının çıkmayacağını gören Gül'ün ricasıyla adaylık meselesini rafa kaldırmıştı. Eski arkadaşlar yani. Ayrıca Gül formülü Kemal Bey'in de omuzundaki yükü alır. Yine yerine biri kaybetmiş olur.
Babacan ve Davutoğlu derseniz, Gül'ün masadaki temsilcileri zaten.
Karamollaoğlu'nun da Gül ismine bir itirazı olmaz.
Geriye kalıyor bu kavga gürültünün içinde Umre'ye giden İmamoğlu...
Adam daha ne desin?

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Ne yapıp edilmeli Akkuyu tamamlanmalı 16 Eylül 2024 | 640 Okunma Tekirdağ’da feodal düzen mi var? 15 Eylül 2024 | 487 Okunma Karel Hanım’a ‘İsrail adam öldürüyor’ dedirtemezsiniz 14 Eylül 2024 | 644 Okunma Liberal palavrası 13 Eylül 2024 | 414 Okunma İdama gelene kadar... 11 Eylül 2024 | 669 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar