İnsanlar durup dururken mi şizofren oldu Muharrem Bey?
Muharrem İnce dün Hürriyet'e konuştu. İnce, seçim gecesi oyların çalındığı ve kendisinin de tehdit edildiği için ortalarda görünmediği iddialarına şöyle yanıt verdi: "Bunlar...
Muharrem İnce dün Hürriyet'e konuştu.
İnce, seçim gecesi oyların çalındığı ve kendisinin de tehdit edildiği için ortalarda görünmediği iddialarına şöyle yanıt verdi:
"Bunlar delirmiş! Bunları yazanlar gerçekten hasta. Yok, eşimi kaçırmışlar, yok sarayda albaylar varmış...
Ya rüya gördüler ya gerçekten hastalar! Başka bir açıklaması yok."
Röportajı yapan Ayşe Arman da, İnce'nin tarif ettiği "hastalara" çok yakın olduğu için empati yapıyor; sıkıştırıyor:
"Belki de sizi desteklemek için böyle söylüyorlar." İnce kestirip atıyor:
"Aman yok, böyle destek olmaz olsun! Bunlar tehlikeli insanlar!"
Bu "hasta" dedikleri insanların ruh halini, seçim öncesi bir elin parmakları gibi ilmik ilmik dokudular.
Başparmak İnce "Amerika'dan aradılar", "Oyumuz yüzde 55.
Oyları çalacaklar" dedi.
İşaret parmağı, Halk TV'den 6 katlı Anadolu Ajansı'nın 7. katında oy çalmak için "özel oda" kurmuşlar dedi.
Orta parmağın alt yarısı (sakin olun, sırasıyla bir elin parmaklarını sayıyorum.) Hürriyet'teki köşesinden "ikinci tura kalacak kesin bilgi yayalım" dedi. Üst yarısı da Sözcü'den "Hırsız var" diye bağırdı.
Yüzük parmağı FOX'un maclura pomifera'sı (yalancı portakal) Fatih, montaj haberleriyle üçün birine üçün ikisi dedi.
E serçe parmak seçmen de "hani bana hani bana" diyor şimdi...
Ne kızıyorsunuz zavallılara?
İnce'nin açıkça çıkıp "şizofren bunlar" teşhisini yapabilmesi bir gelişmedir...
Demokratik siyasetin en önemli enstrümanı olan muhalefetin de rasyonelleşmesi açısından umut vericidir.
Eğer Muharrem Bey, her ne kadar gerçeği seçim sonrası anlamış görünse de, çoğunluğu oluşturan sağlıklı seçmen yönelmeyi sürdürürse uzun vadede kazanır.
Ama bunu açıkça hissettirmeli.
Mesela yapabilirse, dün Orhan Bursalı'nın Cumhuriyet'teki köşesinde vücut bulan "Cehalet ile yoksulluk birleşince ortaya AKP iktidarı çıkıyor" zihniyetinden kendisini tamamıyla ayrıştırmalı.
Röportajında "Resmen kötülük yapıyorlar. Türkiye'de böyle kime hizmet ettiği belli olmayan bir kesim var.
Sözde Atatürkçü, sözde cumhuriyetçi ama aslında değil, ortalığı karıştırmaktan başka bir şey yapmıyorlar" dediklerinden uzak durmalı.
Evet Muharrem bey, siz rasyonelleştikçe siyasetten, medyadan alacağınız tepkiler de ona göre olacaktır.
Zira bu ülkede, Mehmet Barlas'ın "küçük bir ayakkabı gibi hep arkadan vururlar" diyerek tarif ettiği gazetecilerin yanında... Doğrularınızı da yanlışlarınızı da yüzünüze söyleyebilen gazeteciler var hâlâ.