Liberaller ölür ama liberalizm ölmez yaşar
ABD, atom bombasını komünistlerden önce bulup Japonların üstünde deneyerek İkinci Dünya Savaşı sonrası kurulan yenidünya düzeninin başına geçti.
Ardından, yanına aldığı Avrupa ülkeleri (Türkiye de dahil) ile birlikte ahlaki üstünlüğü elinde bulunduracağı uluslararası örgütler kurdu. Birleşmiş Milletler, NATO, hatta Batı bloğu sürüsünden kopmalar yaşanmasın diye kurulan kontrollü rakip Avrupa Birliği...
Bu yapılar aracılığıyla, egemenliğini sınırları dışındaki "bağımsız devletlere" taşıdı. Kuşkusuz en büyük yardımcısı da liberalizm oldu.
Kore'yi, Vietnam'ı, Küba'yı işgal etmeye çalışan oydu... Latin Amerika'dan Orta Doğu'ya kadar yüzlerce seçilmiş sivil hükümeti kanlı darbelerle deviren de... Suikastlar, işkenceler, sabotajlar yapan da...
Ama dünyayı bir örümcek ağı gibi ören medyasının, kültür endüstrisinin ve sınır aşan sivil toplum örgütlerinin üzerine zimmetlediği siyaseten doğruculuk kalıplarıyla, çoğunluğu, bu savaşı bireysel özgürlükler için verdiği masalına inandırdı.