Lütfen gidip biraz ötede delirir misiniz?
29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kutlamaları için gittiğim Ankara'da geceleyip pazar da erkenden uyandım. Ama telefonumu elime alınca kafam biraz karıştı. "Yine absürt birrüyada mıyım, yoksa uyanmadım mı" diye...
29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kutlamaları için gittiğim Ankara'da geceleyip pazar da erkenden uyandım. Ama telefonumu elime alınca kafam biraz karıştı. "Yine absürt birrüyada mıyım, yoksa uyanmadım mı" diye düşündüm.
Zira sosyal medyada sürekli önüme bazı arkadaşlarımın Cumhuriyet Bayramı'nın bu yıl da"kutlanılamadığına" dair sitem mesajları düşüyordu.
İçlerinde "sinirden delirdiğini" söyleyenler bile vardı.
O halde ben ne yapmıştım cumartesi bütün gün? Başkent'e ne için gelmiştim?
Gündüz Ankara bulvarlarında gördüğüm insanlar ne için toplanmışlardı?
Yoksa resmi kurumlara, evlere, yollara asılan Türk bayraklarının Cumhuriyet'i selamlamak dışında başka gizli bir amacı mı vardı?
Peki ya, Cumhurbaşkanlığı'ndaki resepsiyonda binlerce insan neşeyle neyin 93. yaşını kutlamıştık?
Anlayacağınız dün sabah, bu yıl "saatini değiştirmediği için kafası karışan" bir tek siz değildiniz.
Sizin her zamanki saatinize adapte olmanız ne kadar sürdü bilmiyorum ama ben çabuk döndüm gerçekliğime.
Bundan sonra da akıl sağlığımı korumak için, "delirmeye yer arayanlardan" biraz uzak durmaya karar verdim.
Biliyorum yıllardır alıştınız saatinizi Saatleri Ayarlama Enstitüsü'nün ayarlamasına.
Ama size tavsiyem de, saatinize zamanınızın peşinden koşarken başkasına göre ayar yapmayın.