O kalkan gerekirse yine kalkar!
DEAŞ, geçen yıl 20 Ağustos'ta Gaziantep'teki bir kına gecesine yönelik intihar saldırısı düzenlemişti. Katliamda 57 vatandaşımızı kaybettik.O dönem medyada ve siyasette esen rüzgârı...
DEAŞ, geçen yıl 20 Ağustos'ta Gaziantep'teki bir kına gecesine yönelik intihar saldırısı düzenlemişti. Katliamda 57 vatandaşımızı kaybettik.
O dönem medyada ve siyasette esen rüzgârı hatırlayın.
Sözcü'sünden Hürriyet'ine kadar irili ufaklı pek çok yayın organı, iç kamuoyuna ve dünyaya "Türkiye DEAŞ'a destek veriyor" yalanını pompalamakla meşguldü.
Yalanın patentini elinde bulunduran susamuru da, yılların Cumhuriyeti'ni bir FETÖ gazetesine çevirip bu yalana alet ettikten sonra anavatanı Almanya'ya kaçmıştı.
"Türkiye DEAŞ'ı vurmak için niye bekliyor" diye soran CHP'ye kanon yapan HDP ise Türkiye ve örgütün bölgede beraber hareket ettiğini söyleyecek kadar ileri gitmişti.
Derken Türkiye, Gaziantep'teki saldırıdan dört gün sonra Fırat Kalkanı Harekâtı'nı başlattı; Suriye'ye girdik!
Türk Silahlı Kuvvetleri eşliğindeki ÖSO, Suriye'nin kuzeyinde PKKYPG kantonları arasındaki bölgeye bir kama gibi girdi ve büyük bir hızla DEAŞ'tan temizledi.
Aynı zamanda sivil katliamlara soyunan Rejimin ve PKK-YPG'li teröristlerin ilerleyişi de kesildi.
Terörle ininde mücadele edildiği için, Türkiye'deki terör saldırılarının şiddeti azaldı, hatta durma noktasına geldi.
Cerablus, Çobanbey ve El Bab hattındaki operasyonlarda 2 bin 705 DEAŞ'lı ve 344'ü PKKYPG'li yüzlerce terörist etkisiz hale getirildi. Yerel kaynaklara göre rakam daha da yüksek.
Bu büyük harekâtta 600 ÖSO savaşçısı ve 67 Türk askeri de şehit oldu.
Ülkelerinin ordusu seferdeyken, daha önce "TSK DEAŞ'ı vurmak için niye bekliyor" diyerek Türkiye'nin DEAŞ'ı kolladığını söyleyenler paniklemişti.