Oyumuzu değil canımızı isteyen siyasetin bedeli
Cuma günü NTV yayınına bağlanan Mehmet Barlas'ın üzülerek yaptığı her halinden anlaşılan "Çözüm Süreci artık buzbolabına kaldırılmıştır" tespitini dinlerken...
Cuma günü NTV yayınına bağlanan Mehmet Barlas'ın üzülerek yaptığı her halinden anlaşılan "Çözüm Süreci artık buzbolabına kaldırılmıştır" tespitini dinlerken ülkenin son birkaç yılı gözlerimin önünden geçti.
Yıl 2009. Siyasal iktidar Habur Açılımı'nı başlattı. Sürece destek vermesi beklenen PKK çevresinden siyasilerse adeta MHP ve CHP'nin "ihanet açılımı" söylemine destek olmaya çalışıyorlardı.
Bu bir hayli garip durumu, Taraf o zaman altında imzam olan şu manşetle duyurmuştu:
"Dicle Attı Baykal tuttu!" (15 Şubat 2010)
Evet, Hatip Dicle "Habur'dan gelen PKK'lıların serbest bırakılması için Ahmet Türk'le Beşir Atalay anlaştı" açıklamasında bulunmuştu.
PKK çevresinden gelen bu "jurnal" o dönem MHP ve CHP tarafından "hükümet terör örgütüyle görüşüyor" propagandasının en güçlü delili olarak kullanılmış, muhafazakarların sürece verdiği destek zayıflatılmaya çalışılmıştı. Hatta CHP lideri Baykal, Dicle'nin sözlerini dayanak göstererek hükümet hakkında gensoru vereceğini açıklamıştı.
Dicle ile aynı siyasi yapıda yer almasına rağmen Ahmet Bey bile şaşkınlığını, şu sözleriyle ifade ediyordu:
"Dicle bunları niye söylüyor, CHP ne yapmak istiyor, anlamıyorum!"
Anlamak mümkün müydü ki?