Saatleri Ayarlama Enstitüsü’nde sıradan bir gün
Ne zaman haklarında bir iddia olsa "Atatürkçüyüz" diye savunma yapan Sözcü gazetesi iki üç gündür pek bir telaşlı. Nedenini biliyorsunuz işte, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 10 Kasım'da...
Ne zaman haklarında bir iddia olsa "Atatürkçüyüz" diye savunma yapan Sözcü gazetesi iki üç gündür pek bir telaşlı.
Nedenini biliyorsunuz işte, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 10 Kasım'da yaptığı konuşmada "Atatürk'ü, ruhu faşistlere bırakmayacağız" demesi.
Şimdi telaşla "Hayır, en Atatürkçü biziz" diye eli yükselttikçe yükseltiyorlar...
Ve daha fazla saçmalıyorlar.
Dün sosyal medyada epeyce dalga konusu olan şu haberlerini görünce siz de bana hak vereceksiniz.
"Son Dakika: Ankara Üniversitesi Astrofizik Anabilim Dalı Başkanı Konuştu:
Ulu Önder Mustafa Kemal ATATÜRK'ün aramızdan ayrıldığı saat 09.05 yerine, hatalı ve gerçek dışı saat uygulaması nedeniyle 08.05'de olduğu durum yaşatılmaktadır." Aman Tanrım! Tehlikenin farkında mısınız!
Peki, şimdi ne olacak?
Öyle ya devletin tepesinin, sokaktaki vatandaşın 10 Kasım'lardaki Atatürk anmaları sayılmayacak mı?
Peki, kazaya bıraksak?
Şaka bir yana insan sormadan edemiyor...
Atatürkçüler, inançları "dogma" diye küçümseyen bu Atatürk simsarlarının onu karikatürize etmesine nasıl tahammül edebiliyorlar?
Ve de rahmetli Ahmet Hamdi Tanpınar, Saatleri Ayarlama Enstitüsü'nü bugün yazsa, acaba yaşananları nasıl hicvederdi?
***
Kendini herkes sananlarda bugün
Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, AK Parti'nin Türkiye'de Cumhuriyet tarihinin en uzun iktidar dönemini yaşadığını belirttikten sonra, "Tayyip Bey'in etrafında kimse kalmadı" demiş.
Temel Bey "Kimse" derken "kimleri" kastediyor acaba?
Kibirleri ve ihtirasları boylarından büyük olduğu için siyaseten kenara fırlattıklarını mı?
Yoksa Erdoğan'ın 15 yıl boyunca 11 seçimde sayılarını korumayı-artırmayı başardığı seçmenlerini mi?
Sanırız ilk gruptakileri. Zira Temel Bey'in de "belirttiği" gibi, Erdoğan Türki...