Sığınaktan bildirenler...
15 Temmuz gecesi herkes bir yerinden tuttu demokrasinin, vatanın. Taksicisi, servisçisi kontak kapattı caddedeki tankların önünde...Polisi halkının önünden yürüdü... Gazetecisi, televizyoncusu, basılacağını bile...
15 Temmuz gecesi herkes bir yerinden tuttu demokrasinin, vatanın. Taksicisi, servisçisi kontak kapattı caddedeki tankların önünde...
Polisi halkının önünden yürüdü... Gazetecisi, televizyoncusu, basılacağını bile bile işyerini terk etmedi. Manşetini, ekranını darbecilere teslim etmedi, siyasetin, ahalinin direnişine omuz verdi...
Siyasetçilerimiz de işlerinin başındaydı o gece. Ak Parti'den, CHP'den, MHP'den vekillerimiz... Meclis bombalanırken Genel Kurul'u terk etmeyi reddeden Bekir Bozdağ'ın cesaret tiradı hâlâ kulaklarımızda.
Evet, bu halk hep beraber ülkeyi bozup, karıştırıp, yıkıp işgale açık hale getirmeye çalışan küresel muktedirlere ve onların tetikçisi Fetullahçılara, PKK'ya, IŞİD'e aman vermedi o gece.
7 Ağustos'ta da Yenikapı'da milyonlar yan yana gelip, farklılıklarını koruyarak demokrasi, vatan, laiklik ve ulusal güvenlik müştereğini tarihe perçinledi.
Ama o gün bugündür, asıl dışarıyı huzursuz etmesi gereken bu birlik beraberlik halinden, içeride de rahatsız olanlar var.
Düne kadar "kutuplaşıyoruz" ezgisinin ardına takılıp ne kadar Türkiye düşmanı varsa barışmamızı isteyenler sanki bu şirinlik muskaları değildi. Şimdi tutmuş, bu halkın, tamamen kendi bilinci ve iradesiyle o gece sokakta kucaklaşmasını açıkça hazmedemiyorlar...
Bu ülke için ölenlere, yaralananlara, kısacası cesaret edenlere kibirli parmaklarını sallayıp akıl veriyorlar. Tıpkı dün, Kurtuluş Savaşı'nda ülkeyi kurtaran yoksullara, köylülere ulusal bayramlarımız haricinde "ayak takımı" muamelesi yaptıkları gibi.