Sizin bir belediyeden beklentiniz nedir?
Kamyonlarını, karakolların ve polis lojmanlarının önünde, halkın arasında patlatılmak üzere teröristlerin emrine vermesi mi?Kepçeleriyle sokaklarda, yollarda hendek kazması, içine bomba tuzaklanacak çukurlar...
Kamyonlarını, karakolların ve polis lojmanlarının önünde, halkın arasında patlatılmak üzere teröristlerin emrine vermesi mi?
Kepçeleriyle sokaklarda, yollarda hendek kazması, içine bomba tuzaklanacak çukurlar açması mı?
Minibüsleriyle, otomobilleriyle teröristlere servis hizmeti vermesi, onların silahlarını ve bombalarını taşıması mı?
Binalarını, eylemden kaçan teröristlerin saklanma, barınma ve tedavi gibi ihtiyaçlarını gidermek için kullanması mı?
Güvenlik güçleri teröristleri sıkıştırınca belediye başkanıyla, meclis üyesiyle, zabıtasıyla, temizlik işçisiyle devreye girip kaçış koridorları açması mı?
Çalışanların maaşlarından, tıpkı Fetullahçıların himmeti gibi, her ay düzenli kesinti yapıp terör örgütüne aktarması mı?
Yeryüzünde, güvenlik gibi temel ihtiyaçlarının karşılanması için merkezi devletine vergi veren, aklı başında hiçbir yurttaş yerel yönetiminden bunları beklemez değil mi?
Ne var ki PKK'nın HDP'li belediyelerden beklentileri tam olarak bunlar. HDP de bir dediklerini iki etmiyor biliyorsunuz.
İşte bu gidişata dün "dur" dendi. Halktan hizmet için oy alıp Kandil'in Türkiye'deki resmi hizmete mahsus temsilcilikleri olarak faaliyet yürüten, bazı HDP'li belediyelere kayyum atandı.
Partililer karara veryansın ediyordu dün. İçlerinde "Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir" sözünü hatırlayanlar bile vardı.