Son kararınız mı Ekrem Bey?
Sabah Gazetesi Yazarı Melih Altınok'un (28.01.2022)'' Son kararınız mı Ekrem Bey?'' başlıklı yazısı.
Yönettiği kent kara teslim olmuşken sözcüsü Cenevre'de kayakta, kendisi de Boğaz'daki bir balıkçıda meze tattırırken yakalanan Ekrem İmamoğlu tartışmasında mesele "yemek" değil...
En yumuşak ifadeyle "sistematik olarak doğruyu söylememek"...
Zira;
1- Başkan ortalık iddialarla çalkalanırken önce, sanki böyle bir yemek asla yenmemiş, iddialar kuru iftiraymış gibi olayı yok saydı. Sosyal medyada yayılan görüntülere rağmen ağzını açmadı, bir tweet bile atmadı, attırmadı...
2- Sonra tartışma büyüyünce mecburen bir açıklama yaptı... "Ayaküstü akşam kayıntısı da mı yap'mıyak" mealinde savunmaya geçti.
3- Daha sonra da "İngiltere elçisiyle aylar öncesinden planlanmış bir iş yemeği" yediğini, iptal etmesinin şık olmayacağını falan söyledi.
4- Son olarak da aslında mesele, söylenenler, eleştiriler "Umurumda bile değil" dedi.
Şimdi bunlardan hangisi gerçek?
Çünkü "Troller eski fotoğraflarla başkanımıza iftira atıyorlar" diye savunmaya geçen en yüzsüz ve ünlü yandaşlar bile tweet'lerini apar topar sildiler.
İkinciyi de...
Malumunuz, Başkan'ın balıkçıda "ihtiyaç giderdiği" şeklindeki savunmayı yalanlayan da üçüncü açıklamasıyla bizzat Ekrem Bey oldu!
Gelelim üçe..
Emin misiniz Ekrem Bey?
Son söylediğinize inanacak olursak... Sayın Elçi'yle yemeğiniz İBB Başkanı'nın "şeffaf" programında yer alan bir görevse o halde niçin resmi olarak duyurmadınız? Dahası saklama ihtiyacı duydunuz?
Ve son olarak dört...
Son kararınız, ağzınızdan çıkan tek gerçek gibi görünüyor...
Evet, "Sahibiyim" dediğiniz "16 milyon İstanbullunun" (24.20.2019) ne düşündüğü hakikaten umurunuzda bile değilmiş.
Nasıl olsa "Karda mahsur kalırsam kalayım, yeter ki belediyenin kar küreme araçları lakerdalarla başkanımı buluştursun..." diyen efsunlaşmış kemik bir taban var arkanızda değil mi?