Susmanın, haksız sanırlar
Şimdiki işleri ajitasyon. Çocuk istismarı ya da hırsızlık gibi herkesin aşağı yukarı aynı şeyleri düşüneceği konuları seçiyorlar.Bir gün, taciz suçluları arasından...
Şimdiki işleri ajitasyon. Çocuk istismarı ya da hırsızlık gibi herkesin aşağı yukarı aynı şeyleri düşüneceği konuları seçiyorlar.
Bir gün, taciz suçluları arasından muhafazakâr ya da dindar olanları seçip işe koyuluyorlar. Utanmadan, bir dini, İslam'ı oryantalistler gibi çocuk ve kadın istismarına eşitlemeye çalışıyorlar. "Türkiye halkının ve mevcut yönetiminin de bu suçluları koruduğu" saçmalığını sosyal medyadan İngilizce mesajlarla dünya yayıyorlar.
Ertesi gün, 17-25 Aralık darbe girişimindeki taktiklerini hatırlıyorlar. ABD'nin tüm dünyanın mazlum halklarını sömürme mekanizmasına çomak sokup ticaret yapan, yani sadece Amerika'da suç olan İran ambargosunu delen işadamını dillerine doluyorlar. O iş adamını Türkiye'deki iktidarın ortağı gibi göstermeye çalışıyorlar. İnsanlar da, konular hassas olduğundan, konuşurken yanlış anlaşılmayayım diye bunların somut riyakârlık örneklerine cevap vermekten bile çekiniyor.
Evet, tipik bir "şahit mahit yazarlar" fobisi. "Hırsızı savunur gibi durmayayım, tacizciye ses etmiyorum imajı çizmeyeyim" diye susuyorlar.
Tamam, baskı büyük ve dört koldan ama "namuslular kadar cesur olmak zorunda!"
Milli maçta sahaya çıkartılan Suriyeli çocukların başlarını örtmesinin, "tacizden korunmakiçin" olduğunu düşünenlerin suratına "Bu halk değil asıl tacizciler, sapıklar sizsiniz" demek lazım.