Teke zortlatması
Atı alan Üsküdar'ı geçti, Kılıçdaroğlu hala kayıp giden istikbalinin edebiyatını yapıyor. Geçenlerde Uğur Dündar'ı kelimeleriyle dövdüğü makalesinde şairane bir üslup...
Atı alan Üsküdar'ı geçti, Kılıçdaroğlu hala kayıp giden istikbalinin edebiyatını yapıyor.
Geçenlerde Uğur Dündar'ı kelimeleriyle dövdüğü makalesinde şairane bir üslup kullanmıştı. Dün de kendisini meclis gurubunda gözyaşı dökerek alkışladıktan birkaç hafta sonra koltuğunu altından alan Özgür Özel'le görüşmesinin ardından yayınladığı makalesini şu aforizmayla sonlandırıyordu:
"Ama şunu bilmenizi isterim; 'Geçmedim muhannet köprüsünden su apardı beni, Yatmam çakal yatağında, aslanlar yese beni..."
Köroğlu'nun, Pir Sultan'ın deyişlerinden, Evliya Çelebi'nin Sefername'sine, Kanuni Sultan Süleyman'ın, Yavuz'un beyitlerinde kadar edebiyatımızda sıkça rastladığımız namert köprüsü kalıbı Kemal beyin ağzından dökülünce ister istemez folklorik çağrışımlar da yapıyor.
Benim aklıma teke zortlaması geliyor mesela. Ya da diğer adıyla değişmeli oyun.