Türk gazetecisi de mi en asil duyguların insanı?
Ankaralılar bilir. Kuğulu Park'ın birkaç adım ötesi Şili Meydanı'dır ve o meydanda bir taksi durağı vardır.Taksi durağını bu denli meşhur edense, duvarında yazılı vecizedir. "Türk...
Ankaralılar bilir. Kuğulu Park'ın birkaç adım ötesi Şili Meydanı'dır ve o meydanda bir taksi durağı vardır.
Taksi durağını bu denli meşhur edense, duvarında yazılı vecizedir. "Türk şoförü en asil duyguların insanıdır!"
Atatürk'e atfedilen bu sözler gerçekten kendisine mi ait bilmiyorum ama tek kelimeyle "olmamış" diyebilirim.
Son günlerde Can Dündar ve Erdem Gül'ün tutuklanması üzerine başlayan tartışmalara baktıkça sık sık bu sözleri hatırlıyorum.
Zira hukuki bir tartışma, bu kişilerin şahsiyetleri ve meslekleri üzerinden yürütülüyor.
Bu kişilerin eşleri, çocukları, anneleri hepsi her şey tartışmaya dahil ediliyor.
Kimileri yıllardır tanıdıkları arkadaşları olduğu için bu kişilerin tutuklu yargılanmasına içerliyor.
Başkaları ise uzunca süredir hasım oldukları rakiplerinin eski "icraatlarını" hatırlatıp tutuklanmalarının haklılığını savunuyor.
Biraz daha yaratıcı olmak için kendini zorlayanlar ise "Erdem Gül'ün tutuklu yargılanması tamamen yanlıştır.
Can Dündar'la ilgili karar ise sonuna kadar doğrudur" türünden "hukuki" çıkışlar yapıyor.
Tartışmaya dahil olan muhalefetten ve hükümetten siyasiler ise mevzuu kişiselleştirmemek konusunda kuşkusuz daha dikkatliler. Mahkemenin tutuklama kararını Dündar ve Gül'ün meslekleri üzerinden tartışıyorlar. "Gazetecilerin tutuklu yargılanmaları yanlış" falan diyorlar.