Açılımın intikamı
Deniz Baykal’ın 2009 yılı eylül ve ekim aylarında yaptığı iki konuşmayı geçen pazar günü yazdık. Baykal demokratik açılımın tamamen PKK’ya yarayacağını söylüyor...
Deniz Baykal’ın 2009 yılı eylül ve ekim aylarında yaptığı iki konuşmayı geçen pazar günü yazdık. Baykal demokratik açılımın tamamen PKK’ya yarayacağını söylüyor, iktidarın bu tuzağa “yıkıcı sonuçlarını bile bile girdiğini” anlatıyordu. Açılıma kesinlikle karşıydı.
Baykal bu açıklamalarından 7 ay sonra, kaset komplosuyla CHP’den tasfiye edildi. Açılıma karşı çıkan Onur Öymen gibi milletvekilleri de ilk seçimde CHP’den dışlandılar.
2011 Genel Seçimi’nden dört gün sonra yeni Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’na hükümet - PKK görüşmeleri sorulduğunda yanıtı şu oldu: “Memleket için faydalı olacaksa neden karşı çıkalım?”
***
Balyoz mahkûmlarından emekli Albay Ahmet Küçükşahin, “Balyozla Gasp Edilen İtibar” adlı piyasaya yeni çıkan kitabında, Genelkurmay Başkanlığı’nın 2009 yılında Kürt açılımı üzerine yayımladığı bildiriyi aktarıyor:
- Türk Silahlı Kuvvetleri ulus - devlet ve üniter - devlet yapısına hiçbir gerekçeyle zarar verilmesini kabul edemez.
- Kültürel farklılıklara saygılıdır. Ancak kültürel farklılıkların siyasallaştırılmasını, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası içinde mümkün göremez.
- Terör örgütü ve destekleyicileriyle ilişki kurulmasına yol açabilecek hiçbir faaliyet içinde bulunamaz.
Balyoz dava süreci bu açıklamadan 6 ay sonra, 2010 yılının 20 Ocak günü Taraf gazetesinde yayımlanan haberle başladı. Ordu çökertildi.
Özetlersek... Planları okyanus ötesinde yapılan “Açılım”a baş kaldıran CHP ve TSK, kaset ve balyoz komplolarıyla bir yıl içinde etkisiz hale getirilmişlerdir.
Karl’dan Nâzım’a...
1827 yılında Almanya’nın Brandenburg kentinde Karl adında bir çocuk dünyaya gelir. Babası müzik öğretmeni olan Karl, aile içindeki huzursuzluklar nedeniyle bir Fransız yetimhanesine gönderilir. Daha sonra gemilerde çalışmaya başlar. Hamburg’tan kalkan bir gemiyle İstanbul’a giderken henüz 12 yaşındadır. Gemi İstanbul’a geldiğinde denize atlayan Karl, Kız Kulesi’ne yüzerek kaçar. Kendisini kurtaran kule bekçisine gemiye geri dönmek istemediğini söyler.
İki ülke arasında küçük bir politik sorun yaşanırken Osmanlı Sadrazamı Ali Paşa sorunu çözer ve Karl’ı korumasına alır. Karl’a, Mehmet Ali adı verilir. Kırım, Bosna ve Karadağ savaşlarından sonra “Paşa” unvanıyla ödüllendirilir.
Mehmet Ali Paşa, 1878 yılında imzalanan Berlin Antlaşması’nda Osmanlı’yı temsil eden üç kişiden biri olur. Beş dilde şiir yazan Mehmet Ali Paşa’nın dört kızı olur. Leyla adındaki kızının da bir kızı olur, onun adı da; Celile. Celile bir erkek çocuk doğurur; Şair Nâzım Hikmet.
Büyük şairin Türkiye’ye hangi yollardan nasıl geldiğini merak edenlere bu bilgiyi şair Sunay Akın veriyor...