Akademisyenler...
Kanal D’de Beyaz’ın programına telefon açarak “bebekler ölmesin”diyen öğretmenle 1128 akademisyenin imzaladığı “Suça ortak olmayacağız” başlıklı bildiriyi...
Kanal D’de Beyaz’ın programına telefon açarak “bebekler ölmesin”diyen öğretmenle 1128 akademisyenin imzaladığı “Suça ortak olmayacağız” başlıklı bildiriyi aynı masumiyet kabına yerleştirmek doğru değil. Akademisyenlerin bildirisi farklı. Orada iktidarı eleştiriyor görüntüsü altında devletin teröre karşı verdiği mücadeleye itiraz var. PKK’nın adı anılmadığı gibi o tarafa en küçük eleştiri yok. Sadece şu cümleye bakmak kâfi:
“Hükümetin Kürt siyasi iradesinin taleplerini içeren bir yol haritasını oluşturmasını talep ediyoruz”...
Özetle deniyor ki:
“HDP’nin, PKK’nın, Kandil’in taleplerini karşılayacak bir program hazırla ve uygula...”
***
Bu bildirinin hak ettiği nedir? Okkalı bir cevap. Bir karşı eleştiri...
Ama iktidardan gelen ifadeler... YÖK’ün durumdan emir çıkartarak akademisyenlere ceza vermeye hatta bazılarını işten atmaya hazırlanması... Savcıların hareketlenmesi.. Mafyanın akıl almaz tehditlere başvurması...
Sosyal medyadaki linç harekâtı...
Bunlar akıl alır tehditler değildir. Bunlar akademisyenleri mazlum, mağdur ve haklı duruma geçiren hareketlerdir. İktidar çevreleri öyle görünüyor ki yaptığı hataları örtmek için kendisi gibi düşünmeyen kişi ve kurumları düşman haline getirmek, böylece hedef saptırmak peşindedir. Bu tür mücadele ne iktidara ne ülkeye hayır getirir, aksine kaybettirir.