Çamlıca yolları
Hafta sonu sabah vakti Kısıklı’ya çıktım. Benim çocukluk yıllarımın bir bölümü Çamlıca’da geçti. Kısıklı’da, Bulgurlu’da, Ümraniye’de oturduk....
Hafta sonu sabah vakti Kısıklı’ya çıktım. Benim çocukluk yıllarımın bir bölümü Çamlıca’da geçti. Kısıklı’da, Bulgurlu’da, Ümraniye’de oturduk. Üsküdar’dan gelen tramvay son durak Kısıklı’nın meydanında büyük bir gacırtıyla yarım daire çizerek durağa gelirdi. Vatman bir süre soluklanır, ardından Üsküdar veya Kadıköy yolcusunu alıp, aracı yokuş aşağı koyuverirdi. Tramvay durağı ile caminin arasında Setüstü kahvesi vardı. Sette yazlık portatif sandalye ve masalarda oturulur, çay, kahve eşliğinde meydan seyredilirdi. Aynı sırada yolun ötesinde İzmir Gazinosu yer alırdı. Orada kâh İsmail Dümbüllü’nün orta oyunlarını, kâh Ahmet Üstün veya Abdullah Yüce gibi ünlü şarkıcıların konserini izlerdik. Dümbüllü, orta oyununu sahnede değil seyircilerin ortasında oynardı. Adı üstünde, orta oyunu idi. Oyun icabı bir ara kenardan ortaya bir salatalık atılır, Dümbüllü o tarafa dönerek, “Beyefendi kartvizitinizi düşürdünüz” deyince seyirciler kahkahadan kırılırdı.Çamlıca başta başa ahşap köşk ve konaklarla bezenmişti. Bazı pencerelerde tül perdelerin arasından yaşlıca ama bakımlı ve süslü hanımlar görülürdü. Onların bir zamanların Saray cariyeleri olduğu söylenirdi. Kendilerinden kısaca Saraylı diye...