Kayseri pazarlığı!
Yunan adalarından ilk sığınmacı kafilesi Türkiye’ye geri gönderildi. İlk gelenler Afganistan ve Pakistan gibi ülkelerden göç edenler...18 Mart tarihli Türkiye - AB Ortak Deklarasyonu’na göre Yunan adalarından...
Yunan adalarından ilk sığınmacı kafilesi Türkiye’ye geri gönderildi. İlk gelenler Afganistan ve Pakistan gibi ülkelerden göç edenler...
18 Mart tarihli Türkiye - AB Ortak Deklarasyonu’na göre Yunan adalarından Türkiye’ye geri gönderilen her Suriyeli sığınmacı karşılığında Türkiye’den AB’ye bir Suriyeli sığınmacı gönderilecek.
Ancak diğer ülkelere mensup sığınmacıların karşılığında dışarı sığınmacı gönderilemeyecek. Bu durumda Türkiye’deki sığınmacıların sayısında azalış değil, artış olacak. Özetle, bu mutabakat Yunanistan üzerindeki sığınmacı baskısını hafifletecek, ancak, Türkiye’nin yükünü azaltmayacak, hatta arttıracak.
Peki daha önce açıklandığı gibi Türk vatandaşlarına haziran ayından itibaren vize muafiyeti sağlanacak mı? Bunun da garantisi yok. Türkiye, AB’nin bütün kriterlerini yerine getirse bile, nihai karar AB Parlamentosu’na ve AB Konseyi’ne bırakılacak.
AB bundan sonrası için Türkiye’ye 6 milyar euro vaat ediyor. Ancak Türkiye’nin şimdiye kadar yaptığı ve 10 milyar dolara ulaşan harcamaların telafisi için AB herhangi bir katkıda bulunmayacak.
Bir dostumuzun ifadesiyle... Başbakan’ın dediği gibi Brüksel’de bir Kayseri pazarlığı yapılmış, ancak verdiğinden çok almasıyla ünlü Kayserili tüccar rolünü Türkiye değil AB üstlenmiştir. AB ilk kez Türkiye’ye karşı ricacı duruma düşmüş, ancak bu fırsat harcanmıştır...
HAK
Can Dündar ve Erdem Gül’ün ilk duruşmasına yabancı ülke elçi ve konsoloslarının da katılması iktidarı kızdırdı. Demokratları mutlu etti. Usule ilişkin bir noktayı Büyükelçi Onur Öymen belirtiyor:
- İnsan hakları konusunda ülkeler tepki gösterebilir ancak bu tepkinin teamülen kendi başkentlerinde gösterilmesi gerekir. Tepkinin İstanbul yerine mesela Berlin’de, Londra’da, Paris’te gösterilmesi daha iyi olurdu.
Onur Öymen daha önemli bir konuya değiniyor:
- Batı’nın ülkemizdeki özgürlüklerle ilgili duyarlığı olumludur. Ne var ki bu duyarlığı geçen yıllarda İlhan Selçuk, Mustafa Balbay, Tuncay Özkan gibi Atatürkçü gazeteciler için göstermediler. Ergenekon iddianamesi açıklanmadan bunun terör örgütü olduğunu kayıtlara geçirdiler. Bu çifte standardı göz ardı edemeyiz.