Muhtar olmalıydı!
13 yıllık AKP iktidarı döneminde enflasyona ezdirilmediğini, gelirinin reel olarak artmasa bile gerilemediğini söyleyebilen kaç kişi çıkar? Bize sorarsanız en az 55 bin kişinin çıkması gerekir. Kimler derseniz...
13 yıllık AKP iktidarı döneminde enflasyona ezdirilmediğini, gelirinin reel olarak artmasa bile gerilemediğini söyleyebilen kaç kişi çıkar? Bize sorarsanız en az 55 bin kişinin çıkması gerekir. Kimler derseniz, hemen söyleyelim; muhtarlar. Boş laf etmeyin, rakamlarla konuşun derseniz... Hayhay.
Efendim, çok değil bundan sadece üç yıl önce, 2013’te muhtarlarımızın maaşı, daha doğru ifadeyle ödenekleri 435 lira idi. Net olan bu rakam bir yıl sonra, 2014’te, yüzde 90’ın üzerinde artışla 875 lira oldu. 2015’te yüzde 8 artışla 947 liraya çıkarıldı. Veee... Önceki gün Meclis’ten geçen Torba Yasa ile ödenekler yüzde 40’a yaklaşan artışla net 1.300 liraya yükseldi.
Özetlersek, son üç yılda muhtar maaşları yüzde 300 arttı.
Ha, unutmadan söyleyelim; bu arada muhtarlara mevcut görevlerine ilaveten ek bir görev daha verildi. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan muhtarlardan ayrıca “mahallenin istihbaratçısı” gibi çalışıp kuşkulu kişileri polise iletmelerini istedi. Eee, bu kadar zammı haketmek için “fahri istihbaratçılık” da yapılır mı yapılır...
* * *
Bu arada torba yasa dedik de... Geçen dönem olduğu gibi yine birbiriyle ilgisiz yasalar bir torbaya dolduruluyor, Meclis’ten tartışılmadan geçiriliyor. Sonra da parlamenter sistem yürümüyor diyorlar. Siz parlamenter sistemi işletmiyorsunuz ki...
Veya alaturka...
Cumhurbaşkanı Erdoğan tasarladıkları başkanlık sistemini “Türk tipi” diye adlandırarak 2012 yılında Anayasa Uzlaştırma Komisyonu’na sevkedilen 32 maddelik taslağı gündemde tuttuklarını anlatıyor.
Dünyada örneği olmadığı için o sisteme “Türk Tipi Başkanlık Sistemi” adı verilmişti.
Dünyadaki hemen tüm başkanlık sistemleri federal yapı ve çift meclise dayanıyor.
Yasalar ve atamalar güçlü süzgeçlerden geçiyor.
Türk tipi adı verilen sistemde ise başkanı frenleyecek organ hemen hemen yok.
Deniyor ki bu sistemde yürütme güçlü olur, istikrar sağlanır...
Bu noktada Prof. Levent Köker’e kulak verelim:
- Başkanlık sisteminde yürütme gücünün doğrudan halk oyuyla seçilen ‘başkan’da toplanması, yürütmenin ‘güçlü’ olması demek değildir. Örneğin ABD’de başkan, parlamenter sistemdeki başbakana göre ‘güçsüz’dür, çünkü kritik bütün kararları Senato’nun onayına tâbidir.
ABD modelinden saparak başkanın gücünü artıran ve büyük çoğunluğu Lâtin Amerikaülkelerinde görülen başkanlık sistemi örnekleri ise ‘istikrarsız’ sistemler olmuş, sıklıkla darbeci rejimlere veya diktatörlüklere dönüşmüştür. Şili, Brezilya, Arjantin gibi iyi bilinen geçmişin faşist rejim örneklerinin yanısıra, bunun bugün en iyi örneklerinden biri, hiç de iyi bir demokratik sicile sahip bulunmayan ve maalesef Türkiye’de de örnek alınmaya çalışılan Meksika’dır..