Nöbetçi hekimler!
Türkiye’de toplam aile hekimi sayısı 25 bin civarında. CHP milletvekili Oğuz Kaan Salıcı’nın Türk Tabipleri Birliği’nin verilerine dayanarak belirttiği rakama göre bu hekimlerden 2 bininin sözleşmesi “her...
Türkiye’de toplam aile hekimi sayısı 25 bin civarında. CHP milletvekili Oğuz Kaan Salıcı’nın Türk Tabipleri Birliği’nin verilerine dayanarak belirttiği rakama göre bu hekimlerden 2 bininin sözleşmesi “her an feshedilebilir durumda”, yüzde 70’i de meslekten atılma tehlikesiyle karşı karşıya. Nedenini öğrenmek üzere bir aile hekimini arıyor, sebebini ona soruyoruz.
- Cumartesi nöbeti denen ve resmen angarya olan nöbeti her tutmayışımızda Sağlık Bakanlığı 20 ceza puanı verir. 100 puanı doldurduğumuzda sözleşmemiz feshedilir. Ha, siz sormadan söyleyeyim; bütün gün tuttuğumuz cumartesi nöbeti için Bakanlığın verdiği para ne kadar mıdır? Sıkı durun; rakamla 7, yazıyla yedi lira!
- Başka ne gibi nöbetleriniz var?
- “Buzdolabı nöbetimiz!” var. Bakanlık bize birer aylık stoklar halinde aşı verir. Bu aşının bozulmaması için sıfır dereceden aşağı, sekiz dereceden yukarı olmayan bir ortamda saklanması lazım. Bozulanın parası bize ödetilir. O nedenle çoğumuz cumartesi - pazar günleri muayenehanemize uğrar, buzdolabımızın çalışıp çalışmadığını kontrol ederiz.
-Başka?
-Evinden çıkamayacak kadar yaşlı, kimi de ileri derecede Alzheimer hastalarımızın ilaçlarını yakınları gelir alır. Sık sık, “Hastayı görmeden ilaç vermişsiniz” denilerek şikâyet edilir, bu yüzden mesaimizin bir bölümü savcılara, ‘ilaç yolsuzluğu sanığı’ olarak ifade vermekle geçer. Bu da “adliye nöbeti”mizdir!
Meydan’ın yanıtı
Tarihçi Sinan Meydan’ın Bütün Dünya dergisindeki yazılarına son verilmesi konusunda derginin Genel Yayın Müdürü Mete Akyol’un açıklamasına burada yer vermiştik. Akyol, Sinan Meydan’ın Atatürk Araştırma Merkezi’nin yönetimini eleştirdiği halde oradan inandırıcı olmayan bir alıntı yapmasını eleştiriyordu.
Sinan Meydan gönderdiği notta diyor ki:
- Atatürk Araştırma Merkezi’ni güvenilir bulmamak ayrı şeydir. Atatürk Araştırma Merkezi dergisindeki bilimsel bir makaleden alıntı yapmak başka şeydir.Nitekim aynı merkezin yayımladığı çok sayıda bilimsel eser de vardır. İkincisi 5 sayfalık koca bir yazının ilk paragrafındaki bir alıntı nedeniyle bir yazarın işine son verildiği nerede görülmüstür? Bu alıntı onları rahatsız etmişse söylerler, başka yazı yazardım. Nisan sayısı için laiklik konulu bir yazı göndermiştim, “Yayımlayamayız” dediler, bu yazıyı gönderdim. Beni sudan bahanelerle dergiden attılar çünkü özellikle Erdoğan’ın tarih yalanlarına her defasında cevap vermem (derginin bağlı olduğu üniversitenin rektörü) Mehmet Haberal’ı baskı altında bıraktı.
NOT: Sinan Meydan’ın dürüst ve titiz bir tarihçi olduğuna inanırız. Mete Akyol da basının saygın bir emektarıdır. Son olarak Can Dündar ve Erdem Gül’ün hapsine karşı Silivri’de “umut nöbeti”ni başlatarak tarihi bir protestoya imza attı.
Dikkatimizi yukarıdaki sonucu yaratan koşullara yöneltelim.