Öz yönetim hayali!

Diyarbakır’da yapılan Demokratik Toplum Kongresi’nin (DTK) bitiminde yayınlanan bağımsızlık beyannamesini andıran “Deklarasyon”da istekler 14 madde halinde sıralandı. Bu istekleri özetlersek;- Özerk bölgelerde...

Diyarbakır’da yapılan Demokratik Toplum Kongresi’nin (DTK) bitiminde yayınlanan bağımsızlık beyannamesini andıran “Deklarasyon”da istekler 14 madde halinde sıralandı.
Bu istekleri özetlersek;
- Özerk bölgelerde yapılan seçimler sonucunda seçilenler üzerinde merkezi yönetimin hiçbir vesayeti olmasın. (Yani, merkez seçimlere hiçbir şekilde müdahale edemesin, seçilenlerin görevlerine hiçbir koşulda son veremesin.)
- Özerk bölgelerde eğitim her kademede öz yönetimlere bırakılsın. (Yani, eğitimin içeriğini, dilini vs. öz yönetimler belirlesin.)
- Enerji kaynaklarının işletilmesi, denetlenmesi ve üretimden pay alma yetkisi Özerk Bölge Yönetimleri’ne verilsin. (Yani, o bölgeden çıkan her türlü maden, petrol gibi kaynaklardan diğer bölgelerin yararlanması bedeli mukabili olsun.)
- Yereldeki asayişin temini Özerk Bölge Yönetimleri eliyle sağlansın. (Yani, her özerk bölgenin kendi polisi ve askeri olsun.
***
Öz yönetim dediğiniz bir çeşit federasyon. Bir adım sonrası bağımsızlık. HDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş sanılır ki ABD ve Rusya ziyaretlerinde öz yönetim için onay aldı. Ve Türkiyeli Selocan’dan Kandil Sözcüsü Selocan’a geçiş yapmakta beis görmedi. Bundan sonrası mı? Herhalde terörle Türkiye’yi biraz daha sıkıştırıp, Saray’la “Al Başkanlık- Ver öz yönetim” pazarlığına oturacaklar.
Gidiş onu gösteriyor.

Kadın
CHP yakın geçmişte tüzüğünde devrim niteliğinde bir değişiklik yapmış, “cinsiyet kotası” adı altında kadınların partinin her yönetim kademesinde en az yüzde 33 oranında temsilini zorunlu kılmıştı.
İmambakır Üküş, İstanbul Gerçeği adlı internet sitesinde bu konuya dikkati çekiyor... “Ne delege seçimlerinde ne ilçe ne il kongrelerinde bu tüzük maddesi uygulanmadığı gibi İstanbul İl Kongresi’nde de bu söz konusu hüküm dikkate alınmadı. Kadınlar yüzde 33’ün çok altında kaldı...” diyor.
Peki Kemal Bey, bu aleni tüzük ihlaline karşı bir şey diyebilir mi? Bizce diyemez. Derse kendisine “Mehmet Bekaroğlu’nu cinsiyet kontenjanından PM’ye sokan kimdi?” diye sorabilirler.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
DERTLERE ÇARE 21 Kasım 2024 | 214 Okunma Acemoğlu ve Atatürk 19 Kasım 2024 | 598 Okunma ÇANKIRI OPERASI 16 Kasım 2024 | 148 Okunma BALLI VURGUN 14 Kasım 2024 | 301 Okunma ŞAHSİ HESAP 12 Kasım 2024 | 275 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar