Öz yönetim peşinde!
Silopi, Nusaybin, Cizre Varto, Bulanık, Sur, Silvan, Lice... Bu ilçelerde ağustos ayından başlayarak Kandil’in emriyle öz yönetim ilan ediliyor. Çukurlar kazılıyor, barikatlar kuruluyor, arkasına silahlı militanlar...
Silopi, Nusaybin, Cizre Varto, Bulanık, Sur, Silvan, Lice... Bu ilçelerde ağustos ayından başlayarak Kandil’in emriyle öz yönetim ilan ediliyor. Çukurlar kazılıyor, barikatlar kuruluyor, arkasına silahlı militanlar geçiyor... Militanlar devlet güçlerini o sokaklara sokmuyor... Buna karşılık devlet müdahale için sokağa çıkma yasakları koyuyor. Bu ilçelerde sokak çatışmaları başlıyor. HDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, barikatta mevzilenen gençlerin hafif silahlar kullandığını bizzat açıklıyor. Ancak buna yine de halk savaşı adını veriyor. Demirtaş’a göre:
- 7 Haziran seçimlerinden sonra darbe olmuştur. Bugün hendek, barikat diye küçümsediğiniz şey darbeye karşı bir direniştir aslında. Halk öz yönetim için direniyor...
Öz yönetim istiyorsanız bunun ne olduğunu halka anlatır, TBMM’de gerekçelerinizi ortaya koyar, halkı ikna eder, gücünüz yeterse Anayasa’yı değiştirir, sistemi hayata geçirirsiniz... Sokaklara hendek kazıp “Ben buraya devlet güçlerini sokmam” diyerek ve hayatı cehenneme çevirerek öz yönetim nasıl sağlanır? Doğrusu pek anlayamadık...
Bu arada bölgede cehenneme dönen hayatın tüm suçunu devlete atanlara soru... Sizin öneriniz nedir? Devlet hendek savaşı yapan PKK’lılar karşısında nasıl davranmalı? O ilçelerde yönetimi PKK’ya bırakıp geri mi çekilmeli? Çözüm bu mu?
Tablo
Güneydoğu’da sokağa çıkma yasağı konulmuş yerlerde çocuklar eğitimden mahrum kaldığı gibi... Sokağa çıkıp oynayamıyorlar da... Evlerde elektrikler kesik... İnternet yok. Telefonlar çalışmıyor. Çocuk evde bunalıyor. Üstüne üstlük dışardan silah ve patlama sesleri eksik olmuyor. Çocuklar büyük travmalar yaşıyor. Büyükler de onlardan hallice değil. Başka yere kaçamayan aileler her an ölüm korkusu içinde ne zaman biteceği bilinmeyen hapislikler yaşıyor.
Selahattin Demirtaş, Batı’da yaşayanların sessizliğini eleştiriyor.
Oysa Batı’da yaşayan herkes bölgede yaşanan sıkıntıların farkında.
Ama hendek ve barikatlarda mevzilenen silahlı militanlar “öz yönetim savaşı”nı sürdürdükçe o acılı ve sıkıntılı tabloyu değiştirmeye olanak var mı?
Bilen varsa lütfen söylesin...
“Hükümet gibi kadın” tanımı artık
“güçlü kadını” değil, “evde sözü geçmeyen kadının çaresizliğini” anlatıyor!
Akif Kökçe
MEN
Gericiler tarafından 85 yıl önce şehit edilen Asteğmen Mustafa Fehmi Kubilay ve arkadaşları dün Menemen’de törenle anıldı. CHP’li Menemen Belediye Başkanı Tahir Şahin’in bu törende konuşma yapması yasaklanmıştı. Nitekim kendisine söz verilmedi. Ancak bir sürpriz oldu, geçen yılların aksine törene İzmir Valisi de katıldı.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu törene gelmediği gibi belediye başkanına konulan konuşma yasağını ve basına konulan kısıtlamaları eleştirmedi. CHP genel başkanları geçmişte Menemen’de Kubilay’ı anma törenlerine bizzat katılırdı. Deniz Baykal her yıl CHP üst yönetimiyle birlikte gelir, törenin yapılacağı Yıldıztepe’de en önde yerini alırdı. O günler mazide kaldı!