Sandık hilesi!
Kamuoyunda bir süredir AKP’nin baskın seçim yapacağı konuşuluyor. Eğer 2019 Mart’ında yapılacak yerel seçimde başarılı olamazsa, AKP’nin genel seçim ve başkanlık seçiminde istediği...
Kamuoyunda bir süredir AKP’nin baskın seçim yapacağı konuşuluyor. Eğer 2019 Mart’ında yapılacak yerel seçimde başarılı olamazsa, AKP’nin genel seçim ve başkanlık seçiminde istediği sonucu alması zor. O yüzden genel seçimi yerel seçimin önüne alma projelerinden söz ediliyor.
CHP söz açıldığında “Biz seçime hazırız” diyor. Gerçekten hazırlar mı?
Uğur Dündar dostumuz Sözcü’deki sütununda öncelikli bir konuya değiniyor...
“Seçimde hilelerin önüne geçmek ve seçmene güven vermek için sandıkların başında yeterince temsilci bulunduracaksınız...”
Referandum öncesi CHP sözcüleri 167 bin sandıkta 300 bin üye görevlendirdiklerini açıklamışlardı.
Referandum sonrası YSK Başkan’ı CHP’nin 9 bin 300 sandıkta üye bulundurmadığını açıkladı.
Sandık hileleri kuşkusuz en çok denetimsiz bırakılan bu sandıklarda meydana gelmişti. Bu beceriksizliğin hesabı ne soruldu, ne kimse üstüne alındı.
Uğur Dündar doğru önerilerde bulunuyor:
“CHP’nin bugünden itibaren çalışmaya başlaması ve her sandığın başına en az iki görevli gönderebilmeyi hedefleyen bir ‘seçim ordusu’ kurması...
Bunun için partinin güçlü olduğu bölgelerden zayıf olduğu bölgelere gönüllüler kaydırması, sivil toplum örgütleriyle işbirliği yapması şart...”
Yine müfredat!
Yeni öğretim yılında ilk ve ortaöğretimdeki ders kitaplarında çocuklarımıza nelerin öğretileceği belli oldu. Örneğin imam hatip liselerinde okutulacak kitapta depremler ve hastalıklar “Allah’ın kullarını imtihan etmesi” olarak anlatılıyor. “Şifayı Allah’tan iste, iyileşmek için Allah’a dua et” deniyor.
İyi de bunları anlatan öğretmene çocuk, “İyileşmek için Allah’a dua etmek yetiyorsa o zaman doktora, hastaneye, ilaca ne gerek var? Neden tıbba bu kadar büyük yatırımlar yapılıyor” diye sorsa öğretmen ne yanıt verecek?
Eğitimde artık hemen tüm dünyevi konuların “inanç” temeline dayandırıldığı görülüyor...
Osmanlı da böyle nesiller yetiştirmişti... Gelişen bilim ve teknik karşısında yıkıldı.
DÜĞÜN
ABD’de devam eden Rıza Sarraf davasına eski Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan da eklendi ve hakkında tutuklama kararı çıkarıldı. Ek iddianamede Çağlayan’a yüklenen suçlamalardan biri, Sarraf’tan kardeşi Şenol Çağlayan aracılığıyla 2 milyon 465 bin lira rüşvet aldığı...
Şenol Çağlayan bu parayı şöyle izah etmişti: “Abim Zafer Çağlayan’ın oğlu olan yeğenim Kaan Çağlayan’nın düğününde takılan mücevheratın bozdurulmasıyla elde edilen paradır. Söz konusu mücevharatı düğünde tanıştığım Rıza Sarraf’’ın yönlendirmesiyle Simay Kuyumculuk’a bozdurdum, oradan hesabıma havale edilen parayı iki gün sonra ağabeyimin hesabına naklettim.”