Başka bir okul
Dünyayı değiştirmek çoğunluğa imkansız geliyor. Sanki ancak gençlik hayallerine sığan, gelip geçici bir şeymiş gibi. HürriyetTek gecede dünyanın değişeceğine ben de inanmıyorum. Ama...
Dünyayı değiştirmek çoğunluğa imkansız geliyor. Sanki ancak gençlik hayallerine sığan, gelip geçici bir şeymiş gibi.
Hürriyet
Tek gecede dünyanın değişeceğine ben de inanmıyorum. Ama düzene fikren ve kalben teslim olmuşlardan farklı olarak, adım adım, ufak tefek çabaların birikimiyle dünyanın değiştirilebileceğine inancım sonsuz.
Bu yazıda size böyle bir adımdan söz edeceğim.
BBOM (Başka Bir Okul Mümkün), eğitime alternatif üreten bir sosyal girişim. Kâr amacı gütmeyen, kolektif sermayeli bir okul yaratarak, nitelikli, demokratik ve eşitlikçi bir eğitim sağlamak amaçlanıyor.
Özel okulların artık ticarethaneye dönüştüğü şu günlerde tam da ihtiyaç duyulan şey bu!
BBOM okulları bugüne dek Bodrum, Ankara ve İzmir’de hayata geçti. Bunlar dışında, İstanbul, Çanakkale, Eskişehir ve Kaş’ta okul açmayı hedefleyen kooperatif girişimleri var. İstanbul’da iki yıldır çalışmalarını sürdüren ekip zamanla genişledi ve içinden üç ayrı inisiyatif çıkardı. Her grup kendi bölgesinde okul açmaya hazırlanıyor.
40 ebeveynden oluşan İstanbul Anadolu Kooperatifi eylülde Moda’da bir anaokulu açmak üzere kolları sıvadı.
Farklı mesleklere sahip bu kişilerin ortak amacı, çocuklarına belirli bir ideolojiye göre format atan değil, onları birey olarak kabul eden ve eğitimi eğlenceye dönüştüren bir okul yaratmak.
Bu anaokulu BBOM Derneği’nin çocuk haklarını hayata geçiren, katılımcı demokrasiyle yönetilen, ekolojik dengeye saygılı ve kâr amacı gütmeyen okullar kurmak ve yaygınlaştırmak hedefleriyle uyumlu. Alternatif eğitim modellerini ön plana alan bir eğitim anlayışı benimseniyor.
Temel felsefe şu: “Her çocuk kendine özgüdür ve yaşamının bir parçası olan eğitim sürecini şekillendirmeye hakkı vardır.”
Bu girişimde ebeveynler, çocukları için “pembe bir saray” değil, onların sosyal ve duygusal gelişimlerini de destekleyerek hayata hazırlayacak bir okul kurmaya çalışıyorlar.
Çocuklarının cinsiyet eşitliğine inanan, ekolojik duyarlılığa sahip, din-dil-ırk-cinsel yönelim ayrımı yapmayan bireyler olarak yetişmelerini arzu ediyorlar. “Mükemmel” çocuklar değil, dayanışmayı ve paylaşmayı bilen, mutlu çocuklar için çalışıyorlar.
Eğitimin özünde ticari kâr değil, toplumsal fayda esas olmalıyken, günümüz özel okullarında tam tersi bir eğilime tanık oluyoruz.