Bir fikrin halka ulaşmasını hiç kimse...
1927'de ABD Yüksek Mahkemesi'nden çıkan bir karara Yargıç Brandeis efsane bir karşı oy yazısı yazmıştı. Yazıya, Amerika'nın kuruluş ilkeleriyle başlıyordu.Kurucu babalara göre Amerikan halkı...
1927'de ABD Yüksek Mahkemesi'nden çıkan bir karara Yargıç Brandeis efsane bir karşı oy yazısı yazmıştı.
Yazıya, Amerika'nın kuruluş ilkeleriyle başlıyordu.
Kurucu babalara göre Amerikan halkı özgür bırakılmalıydı ki yeteneklerini geliştirebilsinler. Ülkenin yönetiminde ise aklın gücü hep keyfilik güçlerine üstün gelmeliydi.
Bu ikisini sağlamak devletin göreviydi.
Kurucu babalar özgürlüğe hem amaç hem araç olarak değer vermişlerdi. Cesaretin özgürlüğün sırrı, özgürlüğün de mutluluğun sırrı olduğuna inanmışlardı.
İnandıkları bir şey daha vardı...
Düşünce ve ifade özgürlüğü siyasal gerçeğin keşfedilmesi ve yayılması için vazgeçilmez araçlardı. İfade özgürlüğü olmazsa bir şeyi tartışmak boş bir uğraşıydı. İfade özgürlüğü olduğunda tartışmak zararlı bir öğretinin yayılmasına yeterli korumayı sağlayacaktı. Özgürlüğe karşı en büyük tehdit pasifleştirilmiş bir halktı. Bir konunun kamuoyunda tartışılması siyasal bir görevdi.
Yazısında şöyle diyordu Brandeis:
"İnsanlar cadılardan korktu ve kadınları yaktı. İnsanlığı korkuların kölesi olmaktan kurtarmak ifadenin bir fonksiyonudur. Özgür ve korkusuz aklın gücüne güven duyan insanlar için, ifade özgürlüğünden kaynaklanan açık ve mevcut hiçbir tehlike yoktur."
*